Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 2410 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 903 - Esas Yıl 2014
Esas No : 2014/903 Karar No : 2014/2410Tebliğname No : KYB - 2013/398240Yüksek Adalet Bakanlığı’nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık M.. Ş.. hakkında Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nce 24.01.2013 tarihinde 2013/157 değişik sayı ile verilen aynen infaz kararına yönelik itiraz hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kararın kanun yararına bozulmasına ilişkin talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 25.12.2013 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı. Dosya incelendi.GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:Sanık M.. Ş.. hakkında;a) Bilecik Ağır Ceza Mahkemesi'nce 11.01.2012 tarihinde 2011/73 esas ve 2012/7 karar sayı ile TCK'nın 191/1, 62 ve 50/1. maddeleri gereğince 6.000 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına, ayrıca aynı Kanun'un 191/2. maddesi gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına hükmolunduğu,b) Bilecik Denetimli Serbestlik Müdürlüğü'nce 07.09.2012 tarihinde 2012/106 DS sayılı yazı ile sanığın denetim planını ihlal ettiğinin bildirilmesi üzerine, Bilecik Ağır Ceza Mahkemesi'nce 05.12.2012 tarihinde 2012/131 esas ve 2012/168 karar sayı ile 6.000 TL adli para cezasının aynen infazına karar verildiği,c) Sanığın bu karara itiraz etmesi üzerine, Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nce 24.01.2013 tarihinde 2013/157 değişik iş sayı ile itiraz hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğiAnlaşılmıştır.Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında;«Dosya kapsamına göre; Yargıtay 10. Ceza Dairesinin yerleşik içtihatların da belirtildiği üzere, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191. maddesinde, uyuşturucu madde kullanmış olan hükümlü hakkında, birinci fıkraya göre cezaya hükmedilmeden ikinci fıkra gereğince sadece tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine karar verilebileceği gibi, altıncı fıkranın yollaması uyarınca birinci fıkradaki ceza ile birlikte ikinci fıkradaki tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine de hükmedilebileceği öngörülmüş olup; bu iki seçenekten biri uygulanırken yasal ve yeterli gerekçe gösterilmesi, gerekçenin somut olgulara ve davranışlarına bağlı olarak, hükümlünün tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyup uymayacağının değerlendirilmesine dayanması gerekmektedir.Sanık hakkında Bilecik Ağır Ceza Mahkemesi'nin 11/01/2012 tarihli ve 2011/73 esas, 2012/7 sayılı kararında 5237 sayılı Kanun’un 191/1. maddesi uyarınca önce cezaya hükmedip sonradan aynı Kanun’un 191/6. maddesi gereğince tedavi ve denetimli serbestliğe hükmedildiği, anılan kararda gerekçe gösterildiği olağanüstü kanun yolu olan kanun yararına bozma yolunda gerekçenin dosya kapsamına uygun olup olmayacağının değerlendirilememesi karşısında, itiraz merciince aynen infaz kararına itiraz üzerine 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 271. maddesi uyarınca, merciin itiraz konu aynen infaz kararı hakkında karar vermesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinde isabet görülmemiştir.» denilerek, belirtilen hükmün bozulması istenmiştir.Kanun yararına bozma isteği yerinde görüldüğünden; Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 24.01.2013 tarihli ve 2013/157 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA; aynı Kanun’un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemlerin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı'na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine, 07.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.