Esas No : 2013/14220 Karar No : 2014/241Tebliğname No : K.Y.B./ 2013/383207Yüksek Adalet Bakanlığı'nın, uyuşturucu madde ithal etme ve uyuşturucu madde ticareti yapma suçlarından hükümlü A.. K.. hakkındaki hükmün infaz aşamasında, hükümlünün müddetnameye itirazı üzerine İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nce 22.02.2013 tarihinde 2013/148 değişik iş sayı ile verilen itirazın kabulü ile müddetnamenin iptaline ilişkin kararının kanun yararına bozulmasına ilişkin talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 12.12.2013 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı. Dosya incelendi.GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:İncelenen dosyadan;a) Hükümlü A.. K..'ın, 13.12.2004 tarihinde işlediği uyuşturucu madde ithal etme ve uyuşturucu madde ticareti yapma suçlarından dolayı İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nce 13.09.2006 tarihinde 2005/10 esas ve 2006/154 karar sayı ile 5237 sayılı TCK'nın 188. maddesinin 1. fıkrası ve 62. maddesi gereğince 10 yıl hapis ve 2.000 gün adli para cezasıyla cezalandırılmasına, aynı Kanun'un 52. maddesi uyarınca gün para cezasının günlüğü 20 YTL'den 40.000 YTL adli para cezasına çevrilmesine, 5237 sayılı TCK'nın 188. maddesinin 3. fıkrası ve 62. maddesi gereğince 5 yıl hapis ve 2.000 gün adli para cezasıyla cezalandırılmasına, aynı Kanun'un 52. maddesi uyarınca gün para cezasının günlü??ü 20 YTL'den 40.000 YTL adli para cezasına çevrilmesine hükmolunduğu, hükmün kesinleştiği, b) İnfaz aşamasında, Diyarbakır Cumhuriyet savcılığınca hükümlü hakkındaki 40.000 TL adli para cezası günlüğü 100 TL'den 400 gün hapis cezasına çevrildiği, 20.12.2011 tarihinde düzenlenen müddetnamede bu cezasından dolayı hakederek tahliye tarihinin 08.01.2013, 647 sayılı Kanun'un ek 2. maddesine göre koşullu salıverilme tarihinin ise 17.05.2012 olarak belirlendiği,c) İstanbul 14 Ağır Ceza Mahkemesi'nce 23.05.2012 tarihinde 2012/545 değişik iş sayı ile hükümlü hakkında iki kez verilen 40.000 TL adli para cezasının 5275 sayılı Kanun'un 99. maddesi uyarınca 80.000 TL adli para cezası olarak toplanmasına, aynı Kanun'un 106. maddesinin 3 ve 7. fıkraları uyarınca hükümlü hakkındaki toplam adli para cezasının 1825 gün hapis cezası olarak infazına karar verildiği,d) Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığında 27.09.2012 tarihinde düzenlenen müddetnamede; adli para cezalarının toplanması sonucu belirlenen 1825 gün hapis cezasından dolayı hükümlünün hakederek tahliye tarihinin 03.12.2016, 647 sayılı Kanun'un ek 2. maddesine göre koşullu salıverilme tarihinin ise 06.12.2013 olarak belirlendiği, e) Hükümlünün, Diyarbakır Cumhuriyet savcısınca düzenlenen ilk müddetnamede 40.000 TL adli para cezasının günlüğü 100 TL'den 400 gün hapse çevrildiği, ikinci 40.000 TL adli para cezasından dolayı İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2012/545 nolu kararı ile toplam 80.000 TL adli para cezasına karşılık cezasının 1825 gün hapis olarak belirlenip yeni müddetname düzenlendiği, ilk müddetname ile ikincisi arasında çelişki olduğu gerekçesiyle hatanın düzeltilmesini talep ettiği,f) İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nce 22.02.2013 tarihinde 2013/148 değişik iş sayı ile Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığı'nca düzenlenen 27.09.2012 tarihli müddetnamenin, 5275 sayılı Kanun'un 106. maddesinin 9. fıkrasındaki "Adlî para cezasından çevrilen hapsin infazı ertelenemez ve bunun infazında koşullu salıverilme hükümleri uygulanmaz." kuralına aykırı olarak düzenlendiği gerekçesiyle hükümlünün itirazının kabulüyle, 27.09.2012 tarihli müddetnamenin iptaline, 80.000 TL adli para cezasından çevrilme 1825 gün hapis cezasının infazına ilişkin olarak koşullu salıverilme hükümlerinin uygulanmadan yeniden müddetname düzenlenmesine karar verildiğiAnlaşılmıştır. Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında;«Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 18/02/2013 tarihli ve 2013/1345, 2013/1546 sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun'un 21. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "Cumhuriyet savcıları, bulundukları il merkezi veya ilçenin idari sınırları ile bunlara adli yönden bağlanan ilçelerin idari sınırları içerisinde yetkilidirler." hükmü uyarınca, Cumhuriyet savcılarının yetkileri konusunda 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 18. maddesine benzer bir düzenleme bulunmadığından, görevle ilgili kuralların kıyas yoluyla uygulanması gerektiği cihetle, hükümlü hakkındaki mahkûmiyet hükmünün infazını gerçekleştiren Diyarbakır Cumhuriyet savcısının, hükümlünün müddetnameye yönelik itirazının kabulüne ilişkin İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nce verilen 2013/148 değişik iş sayılı karara itiraz etme yetkisi bulunmadığından, hukuken geçersiz ve yok hükmünde bulunan İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesinin 03/04/2013 tarihli ve 2013/71 değişik iş sayılı kararı kanun yararına bozma konusu yapılmaksızın yapılan incelemede;Adı geçen hükümlünün İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 13/09/2006 tarihli ve 2005/10 esas, 2006/154 sayılı kararı ile suç tarihi 31/12/2004 olan uyuşturucu madde ithal ve ticareti suçundan lehe olan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 188/1-3, 62/1 ve 52/2. maddeleri uyarınca hapis cezasının yanında iki kez 2.000 gün karşılığı iki defa 40.000,00 Türk lirası adlî para cezalarına mahkûm edildiği, hükümlünün para cezalarını ödememesi üzerine Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nca 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 106. maddesinde belirlenen sisteme uygun olarak gün para cezası üzerinden hapse çevrildiği ve içtima talebi üzerine İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 23/05/2012 tarihli ve 2012/545 değişik iş sayılı kararı ile hükümlü hakkındaki iki ayrı 2.000 gün karşılığı hapis cezasının, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 106/7. maddesi gereğince birden fazla adlî para cezası yerine çektirilecek hapis süresi 5 yılı geçemeyeceğinden 1825 gün karşılığı hapis cezası olarak infazına karar verildiği, bu içtima kararına istinaden düzenlenen Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 27/09/2012 tarihli ve 2012/7-2631 sayılı müddetnamesinde hükümlünün suç tarihi itibarı ile lehine olan 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun'un 19 ve ek 2. maddeleri uyarınca koşullu salıvermeden faydalandırıldığı, bu aşamada hükümlü tarafından sözkonusu müddetnameye hapse çevirme işlemi bir gün karşılığı 100,00 Türk lirası üzerinden yapılması gerektiği gerekçesiyle itiraz edildiği, itirazı inceleyen İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 22/02/2013 tarihli ve 2013/148 değişik iş sayılı kararı ile İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 21/02/2013 tarihli ve 2005/10 sayılı mütalaası doğrultusunda hükümlünün talebinden farklı gerekçe ile hükümlü hakkında adlî para cezasından çevrilme hapis cezasında 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 106/9. maddesi gereğince koşullu salıverme uygulanamayacağından bahisle itirazın kabulüne ve Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından düzenlenen 27/09/2012 tarihli müddetnamenin iptaline karar verildiği anlaşılmakla,Her ne kadar adı geçen hükümlü hakkında suç tarihi 01/06/2005'ten önce olan uyuşturucu madde ithal ve ticareti suçundan lehine olan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'na göre ceza verilmiş ve bu kanuna göre verilen para cezasının ödenmemesinde gün para ceza sisteminin ayrılmaz bir parçası olan 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 106. maddesinde belirlenen sisteme uygun olarak gün para cezası üzerinden hapse çevrilme işlemi yapılmışsa da, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 7/3. maddesinde yer alan "Hapis cezasınm ertelenmesi, koşullu salıverilme ve tekerrürle ilgili olanlar hariç; infaz rejimine ilişkin hükümler, derhal uygulanır." şeklindeki düzenleme uyarınca hükümlünün paradan çevrilme hapis cezasında koşullu salıverme hususunda lehe kanun uygulaması yapılması gerektiği, bu nedenle hükümlünün daha lehine olan ve suç tarihinde yürürlükte bulunan 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun'un 19 ve ek 2. maddeleri uyarınca koşullu salıvermeden faydalandırılması gerektiği cihetle yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.» denilerek, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 22.02.2013 tarihli kararının kanun yararına bozulması istenmiştir.5237 sayılı TCK'nın 7. maddesinin 2. fıkrasında “Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.” ve aynı maddenin 3. fıkrasında “Hapis cezasının ertelenmesi, koşullu salıverilme ve tekerrürle ilgili olanlar hariç; infaz rejimine ilişkin hükümler, derhal uygulanır.” hükümleri öngörülmüştür.5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 5. maddesinin 3. fıkrası ile 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un geçici 1. maddelerinde öngörülen, adli para cezasının ödenmemesi nedeniyle hapse çevrilmesinde bir gün karşılığı olarak 100 Türk lirasının esas alınacağına ilişkin hüküm ise, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu dışındaki diğer kanunlarda yer alan adli para cezalarının ödenmemesi durumu için geçerlidir.Somut olayda, infaza konu adli para cezaları, 5237 sayılı TCK’nın 188. maddesinin 1 ve 3. fıkraları uyarınca verilmiş olduğundan, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nca düzenlenen 27.09.2012 tarihli müddetnamenin; hükümlü tarafından ödenmeyen adli para cezalarının bir gün karşılığı mahkûmiyet ilamında belirtilen “20 TL” üzerinden hapse çevrilerek, birden fazla adli para cezasına mahkûmiyeti nedeniyle kanunda adli para cezası yerine çektirilebilecek hapis cezasının üst sınırı olarak belirtilen 5 yıllık sürenin esas alınması ve suç tarihi 13.12.2004 olduğundan, 5237 sayılı TCK'nın 7. maddesinin 3. fıkrası uyarınca hükümlü hakkında koşullu salıverilme yönünden lehe olan 647 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması nedeniyle kanuna uygun olduğu anlaşıldığından, hükümlünün 27.09.2012 tarihli müddetnameye yönelik itirazının reddi yerine hükümlü hakkında 5275 sayılı Kanun'un 106. maddesinin 9. fıkrası uyarınca koşullu salıverilme hükümlerinin uygulanamayacağı gerekçesiyle itirazın kabulü ile 27.09.2012 tarihli müddetnamenin iptaline, koşullu salıverilme hükümleri uygulanmadan yeniden müddetname düzenlenmesine karar verilmesi yasaya aykırı olup, kanun yararına bozma isteği yerinde olduğundan; İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 22.02.2013 tarihli ve 2013/148 değişik sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA; aynı Kanun’un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemlerin yapılması için, dosyanın adı geçen Mahkemeye iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine, 13.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.