Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 240 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 13242 - Esas Yıl 2013





Yüksek Adalet Bakanlığı’nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkında ... Sulh Ceza Mahkemesi'nce 29.01.2013 tarihinde 2012/707 esas ve 2013/56 karar sayı ile verilen mahkûmiyet hükmünün kanun yararına bozulmasına ilişkin talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 09.11.2013 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı. Dosya incelendi.GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:Mahkemece sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 191. maddesinin 2. fıkrası uyarınca 1 yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, TCK'nın 191. maddesinin 5. fıkrası uyarınca denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranan kişi hakkında açılmış olan davanın düşmesine karar verileceği, aksi halde davaya devam olunarak hüküm verileceğinin ihtarına, sanığın denetimli serbestlik tedbirine uymaması halinde TCK'nın 191. maddesinin 1. fıkrası uyarınca takdir olunan 10 ay hapis cezasının TCK'nın 50. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendi uyarınca adli para cezasına dönüştürülerek, aynı Kanunun 52. maddesinin 2. fıkrası uyarınca hapis cezasının günlüğü 20 TL'den hesaplanarak 300 gün adli para cezası karşılığı 6.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve cezanın derhal infazına başlanmasına hükmolunmuştur. Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, «19/12/2006 tarihli ve 26381 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5560 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun’un 7. maddesi ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191. maddesi değiştirilmiş ve bu madde uyarınca, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak suçundan dolayı yapılacak yargılama sonucunda mahkemelere iki seçenek sunulmuş olup, anılan maddenin 2. fıkrası gereğince hüküm vermeden önce uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi hakkında tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine; kullanmamakla birlikte, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kişi hakkında denetimli serbestlik tedbirine karar verilebileceği, aynı maddenin 5. fıkrasına göre de, tedavinin ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranan kişi hakkında açılmış olan davanın düşmesine karar verilmesi gerektiği, aksi takdirde, davaya devam olunarak hüküm verilmesi gerekeceği, diğer bir durumda ise, mahkemece 6. fıkra uyarınca uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişinin, hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmaktan dolayı cezaya hükmedildikten sonra da iki ilâ dördüncü fıkralar hükümlerine göre tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine tâbi tutulabileceği ve bu durumda hükmolunan cezanın infazının erteleneceği, 7. fıkra gereğince kişinin mahkûm olduğu cezanın, tedavinin ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranması hâlinde infaz edilmiş sayılacağı, aksi takdirde derhal infaz edilmesi gerekeceği cihetle, uyuşturucu madde kullanmış olan sanık hakkında tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri yerine, yasal gerekçe gösterilmeden adlî para cezası ile birlikte tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine hükmedilmesinde isabet görülmemiştir.» denilerek, belirtilen hükmün bozulması istenmiştir. Mahkemece hüküm kurulurken gerekçe kısmında, sanık hakkında ceza ile birlikte denetimli serbestlik tedbirine hükmedildiği belirtilip, hüküm kısmında ise hapis cezasına hükmedilmeden doğrudan denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildikten sonra, denetimli serbestlik tedbirine uymadığı takdirde TCK'nın 191. maddesinin 1. fıkrası uyarınca verilen 10 ay hapis cezasının TCK'nın 50 ve 52. maddeleri uyarınca 6.000 TL adli para cezasına çevrilmesine karar verildiği dikkate alınarak; hükmün karıştırıldığı sonucuna varıldığı takdirde bu konuda kanun yararına bozma yoluna başvurulup başvurulmayacağının takdirinin sağlanması için, dosyanın Adalet Bakanlığı’na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na GÖNDERİLMESİNE, 13.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.