Yüksek Adalet Bakanlığı’nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkında ... Sulh Ceza Mahkemesi'nce 13.04.2011 tarihinde 2011/545 esas ve 2011/769 karar sayı ile verilen mahkûmiyet hükmü ile ... Asliye Ceza Mahkemesi'nce 25.09.2013 tarihinde 2013/183 değişik sayı ile verilen aynen infaz kararına yönelik itirazın reddine ilişkin kararın kanun yararına bozulmasına ilişkin talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 25.12.2013 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı. Dosya incelendi.GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:Sanık ... Fait Demir hakkında;a)...Sulh Ceza Mahkemesi'nce 13.04.2011 tarihinde 2011/545 esas ve 2011/769 karar sayı ile TCK'nın 191/1, 62 ve 50/1. maddeleri gereğince 6.000 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına, ayrıca aynı Kanun'un 191/2. maddesi gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına hükmolunduğu,b) ...Denetimli Serbestlik Müdürlüğü'nce 18.04.2013 tarihinde 2011/2941 DS sayılı yazı ile sanığın denetim planını ihlal ettiğinin bildirilmesi üzerine, İstanbul 20. Sulh Ceza Mahkemesi'nce 03.06.2013 tarihinde 2011/545 esas ve 2011/769 ek karar sayı ile 6.000 TL adli para cezasının aynen infazına karar verildiği,c) Sanığın bu karara itiraz etmesi üzerine, ... Asliye Ceza Mahkemesi'nce 25.09.2013 tarihinde 2013/183 değişik iş sayı ile itirazın reddine karar verildiğiAnlaşılmıştır.Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında;«I- ... Sulh Ceza Mahkemesinin 13/04/2011 tarihli ve 2011/545 esas, 2011/769 sayılı kararına yönelik incelemede; 19/12/2006 tarihinde yürürlüğe giren 5560 sayılı Kanun’un 7. maddesi ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191. maddesi değiştirilmiş ve bu madde uyarınca, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak suçundan dolayı yapılacak yargılama sonucunda mahkemelere iki seçenek sunulmuş olup, anılan maddenin 2. fıkrası gereğince hüküm vermeden önce uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi hakkında tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine; kullanmamakla birlikte, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kişi hakkında denetimli serbestlik tedbirine karar verilebileceği, aynı maddenin 5. fıkrasına göre de, tedavinin ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranan kişi hakkında açılmış olan davanın düşmesine karar verilmesi gerektiği, aksi takdirde, davaya devam olunarak hüküm verilmesi gerekeceği, diğer bir durumda ise, mahkemece 6. fıkra uyarınca uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişinin, hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmaktan dolayı cezaya hükmedildikten sonra da iki ilâ dördüncü fıkralar hükümlerine göre tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine tâbi tutulabileceği ve bu durumda hükmolunan cezanın infazının erteleneceği, 7. fıkra gereğince kişinin mahkûm olduğu cezanın, tedavinin ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranması hâlinde infaz edilmiş sayılacağı, aksi takdirde derhal infaz edilmesi gerekeceği cihetle, uyuşturucu madde kullanmış olan sanık hakkında öncelikle 5237 sayılı Kanun’un 191/2. maddesi gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri yerine, kanunî gerekçe gösterilmeden 191/6. maddesi gereğince adlî para cezası ile birlikte tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine hükmedilmesinde,II- ... Asliye Ceza Mahkemesinin 25/09/2013 tarihli ve 2013/183 değişik iş sayılı kararına yönelik incelemede,Denetimli serbestlik tedbirine uymadığı ihbar edilen sanık hakkında, duruşma açılarak yargılama yapılması gerektiği, sanığın savunma hakkı kısıtlanmak suretiyle dosya üzerinden karar verildiği gözetilerek itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde,İsabet görülmemiştir.» denilerek, belirtilen hükmün bozulması istenmiştir.A) ... Sulh Ceza Mahkemesi'nce 13.04.2011 tarihinde 2011/545 esas ve 2011/769 karar sayı ile verilen mahkûmiyet hükmüne ilişkin kanun yararına bozma isteğinin incelenmesi:Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 21.05.2013 tarih ve 2013/280-250 sayılı, aynı tarih 2012/1536 esas, 2013/251 karar sayılı ve 01.10.2013 tarih ve 2013/444-402 sayılı kararlarında da belirtildiği üzere, hükümden önce 19.12.2006 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5560 sayılı Kanun'la değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191. maddesinde, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmış olan sanık hakkında, birinci fıkraya göre doğrudan hapis cezasına hükmolunabileceği gibi, birinci fıkraya göre cezaya hükmedilmeden ikinci fıkra gereğince sadece tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine karar verilebileceği ya da altıncı fıkranın yollaması uyarınca birinci fıkradaki ceza ile birlikte ikinci fıkradaki tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine hükmedilebileceği öngörülmüştür.5560 sayılı Kanun'la değişik TCK'nın 191. maddesinin 2. fıkrasındaki ''karar verebilir'' ve 6. fıkrasının 1. cümlesindeki ''tâbi tutulabilir'' ibareleri dikkate alındığında, sanık hakkında tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine karar verme, zorunlu olmaktan çıkarılarak hakimin takdirine bırakılmıştır. Uyuşturucu madde kullanmış olan sanık hakkında; belirtilen üç seçenekten biri uygulanırken, yasal ve yeterli gerekçe gösterilmesi, gerekçenin somut olgulara ve sanığın davranışlarına dayanması gerekmektedir.Mahkemece belirtilen üç seçenekten biri uygulanırken gerekçe gösterilmiş ise gösterilen gerekçenin yerinde olup olmadığı olağan yasa yolu incelemesinde denetlenebilir ise de, olağanüstü bir yasa yolu olan kanun yararına bozma isteği üzerine denetlenemez. Ancak Mahkemece seçeneklerden biri tercih edilirken hiç gerekçe gösterilmemiş ise bu durum kanun yararına bozma konusu yapılabilir. Diğer yandan, yasaya aykırı olan veya kendi içinde çelişen bir gerekçe, gerekçe sayılmaz.Somut olayda; Mahkemece uyuşturucu madde kullandığı kabul edilen sanık hakkında, herhangi bir gerekçe gösterilmeden hapis cezası ile birlikte tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri seçeneğine göre hüküm kurulması yasaya aykırı olup, kanun yararına bozma talebi bu nedenle yerinde görüldüğünden; ...Sulh Ceza Mahkemesi'nin 13.04.2011 tarihli 2011/545 esas ve 2011/769 karar sayılı hükmünün 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkrasının (b) bendi uyarınca yeniden yargılama yapılarak, sonucuna göre gereken hükmün verilmesi için, dosyanın Adalet Bakanlığı'na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine, B) .... Asliye Ceza Mahkemesi'nce 25/09/2013 tarihinde 2013/183 değişik iş sayı ile verilen itirazın reddi kararına ilişkin kanun yararına bozma isteğinin incelenmesi: ... Sulh Ceza Mahkemesi'nin 13.04.2011 tarihli hükmünün yukarıda belirtilen şekilde bozulmuş olması nedeniyle, ... Asliye Ceza Mahkemesi'nin incelemeye konu 25/09/2013 tarihli ve 2013/183 değişik iş sayılı kararının hukuki geçerliliğinin kalmaması karşısında incelemeye konu edilmesi olanaklı olmadığından, bu karara yönelik kanun yararına bozma isteğinin REDDİNE, 31.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.