Tebliğname No : 10 - 2013/55048Mahkeme : İSTANBUL 10. Ağır Ceza Mahkemesi Karar Tarihi- Numarası : 15.04.2010- 2005/184 esas ve 2010/188 kararSuç : Teşekkül halinde uyuşturucu madde ihraç etme Temyiz incelemesi, müdafilerinin süresindeki istekleri nedeniyle sanıklar H. L.ve Nazif hakkında duruşmalı, müdafiinin duruşmaya gelerek talepte bulunması üzerine sanık Fatih hakkında re'sen duruşmalı; diğer sanıklar hakkında ise duruşmasız olarak yapıldı.Dosya incelendi.GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :1- Fransa'da ele geçirilen suç konusu eroinin Türkiye'den ihraç edildiğine ve her sanığın ihraç suçuna ne şekilde katıldığına ilişkin delillerin nelerden ibaret olduğu gösterilip değerlendirilmeden, sanık S.. Y..'nun görgüye dayalı olmayan soyut ifadesine dayanılarak sanıklar hakkında ihraç suçundan mahkûmiyet hükmü kurulması,2- Kabule göre;a) Sanık O.. A..'ın "sorgusu yapılmadan" mahkûmiyetine karar verilmek suretiyle CMK'nın 191. maddesine aykırı davranılması, b) İsnat olunan suç için öngörülen hapis cezasının alt sınırının 5 yıldan fazla olması nedeniyle, 5271 sayılı CMK’nın 150. maddesinin 3. fıkrası gereğince sanık O.. A..'a "zorunlu olarak bir müdafi görevlendirilmesi" gerektiği gözetilmeden hüküm kurularak savunma hakkının kısıtlanması,c) Fransa'da ele geçirilen suç konusu uyuşturucu maddeye ilişkin bu ülkede alınmış olan "ekspertiz raporunun" aslı veya onaylı örneğinin getirtilmemesi,d) Fransa'da suç konusu madde ile birlikte yakalanan sanık S.. Y..'nun, ihraçla ilgili delil bulunmadığı aşamada, suç konusu eroinin Türkiye'den getirildiğini söyleyerek "uyuşturucu madde ihraç etme suçunun ortaya çıkmasına hizmet ettiği" dikkate alınarak, bu sanık hakkında etkin pişmanlıkla ilgili suç tarihinde yürürlükte olan 765 sayılı TCK'nın 405. maddesinin 1 veya 2. fıkrasının ya da sonradan yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK'nın 192. maddesinin 2 veya 3. fıkrasının uygulanması gerekip gerekmediğinin tartışılmaması,Kanuna aykırı, sanıkların müdafilerinin temyiz itirazları ile sanıklar H. L., Nazif ve Fatih müdafilerinin duruşmadaki sözlü savunmaları bu nedenlerle yerinde olduğundan, re'sen de temyize tabi olan hükümlerin BOZULMASINA, 27.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.