Adalet Bakanlığı'nın, 29.06.2015 tarihli yazısı ile kenevir ekme suçundan sanık A.. K.. hakkında Trabzon 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 16.10.2014 tarihli 2014/324 esas ve 2014/382 kararına yönelik itirazın reddine ilişkin Trabzon 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 12.11.2014 tarihinde 2014/663 değişik iş sayı ile verilen kararın kanun yararına bozulmasına yönelik talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 07.07.2015 tarihli yazı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:A) Konuyla İlgili Bilgiler:1- Sanık A.. K.. hakkında, 11.06.2010 tarihinde işlediği iddia olunan kenevir ekme suçundan Trabzon 1. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 27.12.2011 tarihinde 2011/203 esas ve 2011/568 karar sayı ile sanığın 2313 sayılı Kanun'un 23. maddesinin 5. fıkrası ve TCK'nın 62. maddesi gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, CMK'nın 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği ve kararın itiraz edilmeden kesinleştiği,2- Hükümlünün 5 yıllık denetim süresi içinde, 30.10.2012 tarihinde işlediği "hırsızlık" suçundan Vakfıkebir Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 06.05.2014 tarihinde 2012/319 esas ve 2014/170 karar sayı ile sanığın TCK'nın 141. maddesinin 1. fıkrası, 143. maddesi, 35. maddesinin 2. fıkrası ve 62. maddesi gereğince 2 ay 27 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanun'un 50. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendi gereğince cezanın 87 gün karşılığı adli para cezasına çevrilmesine aynı Kanun'un 52. maddesi gereğince adlî para cezasının günlüğü 20 TL'den 1740 TL adlî para cezasına dönüştürülmesine karar verilmesi üzerine, dosyayı yeniden ele alan Trabzon 1. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 16.10.2014 tarihinde 2014/324 esas ve 2014/382 karar sayı ile "Vakfıkebir Asliye Ceza Mahkemesince verilmiş bulunan kararın kesin nitelikte olduğu, bu nedenle temyiz ve itiraz hakkının olmadığı, bu nitelikteki hükümlerin ceza yargılamasında TCK 58. maddesi kapsamında tekekküre esas kabul edilmez iken, hükmün açıklanması yönünde karar vermenin adil yargılanma hakkı ile bağdaşmadığı gibi orantılılık ilkesine de aykırı olduğu mahkememizce kabul edilmiştir. Kişinin aleyhine verilmiş olan karara karşı yargı yolunun bulunmamasının esasında mahkemeye erişme hakkının hiç tanınmaması anlamına geldiği, bu kapsamda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. maddesinin 1. fıkrası kapsamında adil yargılanma hakkının ihlali olarak kabul edilmesi gerektiği" gerekçesiyle sanık hakkındaki hükmün açıklanmasına yer olmadığına karar verildiği,3- Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 31.10.2014 tarihinde "verilen kararın CMK 231. maddede düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması düzenlemesine aykırı olduğu, yasal süre içerisinde suç işlendiği, bu suçun kesin nitelikte olup olmamasının önem arz etmediği" belirtilerek bu karara itiraz etmesi üzerine; itirazı değerlendiren Trabzon 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 12.11.2014 tarihinde 2014/663 değişik iş sayı ile "hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı kapsamında kalacak şekilde cezanın yanlış hesaplanması, hükmün açıklanmasının geri bırakılması dışına çıkmayacak bir biçimde takdir yetkisinin yanlış kullanılması gibi hususlar bu aşamada temyiz/itiraz incelemesinin konusunu oluşturamayacağı, bu tür hukuka aykırılıklar, ancak denetim süresi içinde veya sonunda, açıklanan veya verilen hükümle birlikte temyiz/itiraz incelemesine tabi tutulabileceği, ...kararda hükmün açıklanmasının geri bırakılması koşulları yönünden isabetsizlik bulunmadığı" gerekçesiyle itirazın reddine karar verildiği,Anlaşılmıştır.B) Kanun Yararına Bozma Talebi:Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, «Dosya kapsamına göre, 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun 231/11. maddesinde yer alan "Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkumiyet hükmü kurabilir." şeklindeki düzenleme karşısında, sanığın deneme süresi içerisinde 30/10/2012 tarihinde işlediği hırsızlık suçundan Vakfıkebir Asliye Ceza Mahkemesinin 06/05/2014 tarihli ve 2012/319 esas, 2014/170 sayılı kararıyla 1.740.00 Türk lirası adli para cezasına mahkum edildiği halde, sanık hakkındaki davaya devam edilerek açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanmasına dair karar verilmesi yerine yazılı şekilde karar verilmesinde icabet görülmemiştir.» denilerek, Trabzon 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 12.11.2014 tarihli kararının bozulması istenmiştir.C) Konunun Değerlendirilmesi:CMK'nın 231. maddesinin 11. fıkrasında, "Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkûmiyet hükmü kurabilir." hükmü öngörülmüştür.Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun Dairemizce de benimsenen ... tarihli ...esas ve ...karar sayılı kararında, "5271 sayılı CMK'nun 231/11. maddesinde açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen hükmün hangi şartların gerçekleşmesi halinde açıklanacağı açıkça belirtilmiş olup bu düzenlemeye göre hakkındaki hükmün açıklanması geri bırakılan sanığın, denetim süresi içinde kasıtlı bir suçtan mahkum olması durumunda hüküm açıklanacaktır. Bunun için ikinci suçun denetim süresi içerisinde işlenmesi ve kasıtlı bir suç olması yeterlidir. İkinci suçun kesinleşme tarihinin önemi yoktur. İkinci suçun şikayete bağlı veya re'sen soruşturulan bir suç olması da sonuca etkili değildir. Yine ikinci suçtan mahkumiyetin adli para cezası ya da hapis cezası olması yanında TCK'nun 50. maddesindeki seçenek yaptırımlara çevrilmiş olmasının da önemi olmadığı gibi kesin nitelikte olmasının da önemi yoktur. Kanun koyucu ikinci suçun kasıtlı bir suç olmasını yeterli görmüş, ikinci suçtan verilecek mahkumiyet hükmünün niteliği konusunda bir sınırlama getirmediği" belirtilmiştir.Sanığın denetim süresi içinde işlediği kasıtlı suçtan dolayı mahkûmiyet kararı verildiği, bu kararın kesin olup olmamasının sonuca etkisinin bulunmadığı gözetilmeden, Trabzon 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 12.11.2014 tarihinde itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesi yasaya aykırı olup, kanun yararına bozma talebi yerindedir.D) Karar :Açıklanan nedenlere göre; Trabzon 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 16.10.2014 tarihli 2014/324 esas ve 2014/382 kararına yönelik itirazın reddine ilişkin Trabzon 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 12.11.2014 tarihinde 2014/663 değişik iş sayı ile verilen kararın 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun'un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı'na sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesine, 27.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.