Adalet Bakanlığı'nın, 07.04.2015 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık Ö.. Ş.. hakkında Adana 3. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından 19.12.2012 tarihinde 2010/785 esas ve 2011/778 karar sayı ile verilen kamu davasının düşmesine ilişkin ek kararın kanun yararına bozulmasının istenmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 17.04.2015 tarihli yazı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.Dosya incelendi.GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:A) Konuyla İlgili Bilgiler:1- Adana 3. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından 01.12.2009 tarihinde 2009/87 esas ve 2009/1235 karar sayı ile sanık Ö.. Ş..'in TCK'nın 191. maddesinin 2. fıkrası uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına karar verildiği ve kararın yasa yoluna başvurulmadan kesinleştiği, 2- Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı aşamasında, Adana Denetimli Serbestlik ve Yardım Şube Müdürlüğü'nce hükümlüye yapılan usulüne uygun tebligata rağmen 10 günlük süre içinde şubeye başvurmadığının bildirilmesi üzerine, Mahkeme tarafından 25.03.2011 tarihinde 2010/785 esas ve 2011/778 karar sayı ile, "Adana Denetimli Serbestlik Bürosu'nca gönderilen çağrı kağıdının sanığın annesine tebliğ edildiğini, annesinin tebligattan bahsetmediğini, tebligatı almış olsa idi tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine riayet edeceği anlaşıldığı" gerekçesiyle sanığın mazeretinin kabulüne, sanık Ö.. Ş..'in TCK'nın 191. maddesinin 1. fıkrası ve 62. maddesi gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, ayrıca aynı Kanun'un 191. maddesinin 2. fıkrası uyarınca yeniden tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına karar verildiği ve hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği, 3- Hükümlünün, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerini yerine getirmesi üzerine, Mahkeme tarafından 19.12.2012 tarihinde 2010/785 esas ve 2011/778 sayılı ek kararla hükümlünün tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyduğu gerekçesiyle, TCK'nın 191. maddesinin 5. fıkrası uyarınca «kamu davasının düşmesine» karar verildiği ve kararın yasa yoluna başvurulmadan kesinleştiği,Anlaşılmıştır.B) Kanun Yararına Bozma Talebi:Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, «5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/7. maddesi uyarınca, sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranması hâlinde mahkum olduğu cezanın infaz edilmiş sayılacağı ve Cumhuriyet savcılığınca sadece yerine getirme fişi tanzim edilmesi gerektiği gözetilmeden, sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyduğundan bahisle kamu davasının düşürülmesine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.» denilerek, Adana 3. Sulh Ceza Mahkemesi'nin 19.12.2012 tarihli ek kararının bozulması istenmiştir.C) Konunun Değerlendirilmesi:Hükümden sonra 6545 sayılı Kanun'la yeniden düzenlenen TCK'nın 191. maddesi ile aynı Kanunla 5320 sayılı Kanun'a eklenen ek 7. maddenin 2. fıkrası uyarınca uyarlama yapılması mümkün görülmüştür.Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranan hükümlünün, hüküm tarihinde yürürlükte olan TCK'nın 191. maddesinin 7. fıkrası gereğince, mahkûm olduğu cezanın infaz edilmiş sayılması yerine davanın düşmesine karar verilmesi yasaya aykırı olduğundan, kanun yararına bozma talebi yerindedir.D) Karar :Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranması nedeniyle hükümlünün cezasının infaz edilmiş sayılacağı gözetilmeden, davanın düşmesine karar verilmesi yasaya aykırı olup, kanun yararına bozma talebi yerinde görüldüğünden; Adana 3. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından 19.12.2012 tarihinde 2010/785 esas ve 2011/778 karar sayı ile verilen kamu davasının düşmesine ilişkin ek kararın 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun'un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı'na sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesine, 06.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.