Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1402 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 3915 - Esas Yıl 2006





Uyuşturucu madde ticareti yapmak suçundan sanık A R Özbulduk'un kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan 765 sayılı TCK'nın 404/2 ve 59. maddeleri uyarınca mahkumiyetine ilişkin U... Ağır Ceza Mahkemesinin 02.03.2004 gün ve 2003/235 esas, 2004/38 karar sayılı hükmünün, temyizi üzerine Dairemizin 27.12.2004 tarihli ve 2004/11990 esas, 2004/13381 karar sayılı ilamı ile düzeltilerek onama sureti ile kesinleştiği; bu hükmün infazı aşamasında, 5237 sayılı TCK'nın yürürlüğe girmesi nedeniyle lehe olan kanunun belirlenmesi yönünden yapılan başvuru üzerine, aynı Mahkemece dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda verilen 11.10.2005 gün ve 2005/214 esas, 2005/194 karar sayılı ek karar ile, sanığın lehine olduğu gerekçesiyle 5237 sayılı TCK'nın 191/1-5 ve 62. maddeleri uyarınca mahkumiyetine karar verildiği; hükmün hükümlü müdafii tarafından süresi içinde temyiz edildiği; Yargıtay C. Başsavcılığınca bozma isteğiyle dava dosyasının tebliğname ekinde 21.03.2006 tarihinde Dairemize gönderildiği anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :Yargılama sürecinin kanuna uygun olarak yapıldığı; aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı; eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı; vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı; eyleme uyan suç tipi ile artırma ve indirme nedenleri tartışılarak yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, hükümlü müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak:A- Sanığın duruşmaya çağrısı için çıkarılan davetiyenin bilinen en son adresi yerine başka bir adrese tebliğe çıkarıldığı ve sanığa tebligat yapılamadığı halde, usulüne uygun olarak davetiye tebliği sağlanmadan yokluğunda hüküm kurulması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,B- 5237 sayılı TCK'nın 191/2-3. maddelerinin uygulanması sırasında, sanık hakkında tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilmesiyle yetinilmesi yerine, infazı kısıtlayacak şekilde, hükümlünün "şifa buluncaya kadar ikametgahının bulunduğu yere en yakın ruh sağlığı ve hastalıkları hastanesinde tedavi altına alınmasına ve denetimli serbestlik tedbirini devamı müddetince ikametgahına en yakın devlet hastanesinde görevli psikiyatri hekimlerinden bir tanesinin rehber olarak görevlendirilmesine" karar verilmesi,C- Ek karar ile önceki hüküm geçerliliğini yitirdiği halde, müsadere ve yargılama giderleri yönünden bir karar verilmemesi,Ç- 19.12.2006 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 5560 sayılı "Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun"la değiştirilen 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191. maddesinde, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kişi hakkında; 1- Birinci fıkraya göre cezaya hükmedilmeden önce;aa) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi hakkında, tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine,bb)Kullanmamakla birlikte, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kişi hakkında denetimli serbestlik tedbirine Karar verilebileceği,2- Tedavinin ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranması halinde açılmış olan davanın düşmesine hükmedileceği Öngörülmüştür.Belirtilen bu değişiklik karşısında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 7. maddesi uyarınca; hükümlünün hukukî durumunun yeniden değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması,Bozmayı gerektirmiş, hükümlü müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün istem gibi BOZULMASINA, 12.02.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.