Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1076 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 16847 - Esas Yıl 2009





Mahkeme : Ağır Ceza MahkemesiSuç : Uyuşturucu madde ticareti yapmaHüküm : MahkûmiyetDosya incelendi:GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : A- Sanık ... hakkındaki hükmün incelenmesi:Sanık müdafiinin temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteminin, hükmolunan cezanın süresine göre, 5320 sayılı Kanun'un 8/1, 1412 sayılı CMUK'nın 318. ve 5271 sayılı CMK'nın 299. maddeleri uyarınca reddine karar verilerek, temyiz incelemesi duruşmasız olarak yapılmıştır. Yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile aşağıda belirtilenler dışında yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;1- Adli para cezasının, 5083 sayılı Kanun'un 1. maddesi ile hükümden sonra 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe giren Bakanlar Kurulu'nun 04.04.2007 tarih ve 2007/11963 sayılı kararının 1. maddesi uyarınca Türk Lirası (TL) olarak belirlenmesinde zorunluluk bulunması,2- TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrası uygulanırken, sanığın bu fıkranın (c) bendinde yazılı olan "velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri" açısından yoksunluğunun, sadece kendi altsoyu üzerindekiler yönünden koşullu salıverilmesine, diğer kişiler yönünden ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar süreceği gözetilmeden, tümü için koşullu salıverilmesine kadar sürmesine karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA, ancak bu aykırılıkların yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; 1- YTL olarak hükmolunan sonuç adli para cezasının TL'ye dönüştürülmesi,2- TCK’nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili bölümün hüküm fıkrasından çıkarılması ve yerine “Sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının birinci cümlesinin uygulanmasına“ ibaresinin yazılması,Suretiyle, hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, B) Sanık ... hakkındaki hükmün incelenmesi:Diğer sanık ...'ın eşi olan ve duruşmada savunma tanığı olarak dinlenen ...'ın, olaydan sonra sanık ...'la görüştüğünü ve ele geçen esrarın kendisine ait olduğunu kabul ettiğini, bu görüşmeyi gizlice kameraya aldığını söyleyerek iki adet CD ibraz etmiş ise de, bu kayıt işleminin hukuka aykırı delil niteliğinde olması nedeniyle, CD'lerin çözümünün yaptırılmasına ilişkin tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.Ancak;1- Kendisinde herhangi bir uyuşturucu ya da uyarıcı madde bulunmayan sanığın savunmasının aksine, diğer sanığın suçuna iştirak ettiğine veya ele geçen uyuşturucu maddeyle ilgisi olduğuna ilişkin, diğer sanık ...'ın suç atma niteliğindeki soyut beyanı ile eşi Gülay'ın görgüye dayanmayan ifadesi dışında, kuşkuyu aşan kesin ve yeterli delil bulunmadığı gözetilmeden, sanık hakkında beraat yerine mahkumiyet hükmü kurulması,2- Kabule göre;a- Adli para cezasının 5083 sayılı Kanun'un 1. maddesi ile hükümden sonra 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe giren Bakanlar Kurulunun 04.04.2007 tarih ve 2007/11963 sayılı kararının 1. maddesi uyarınca Türk Lirası (TL) olarak belirlenmesinde zorunluluk bulunması,b- TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrası uygulanırken, sanığın bu fıkranın (c) bendinde yazılı olan "velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri" açısından yoksunluğunun, sadece kendi altsoyu üzerindekiler yönünden koşullu salıverilmesine, diğer kişiler yönünden ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar süreceği gözetilmeden, tümü için koşullu salıverilmesine kadar sürmesine karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA,17.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.