Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1047 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 9338 - Esas Yıl 2013





Esas No : 2013/9338 Karar No : 2014/1047Tebliğname No : KYB - 2013/218107Yüksek Adalet Bakanlığı’nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık M.. M.. hakkında Kayseri 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nce 17.05.2012 tarihinde 2011/744 esas ve 2012/395 karar sayı ile verilen mahkûmiyet hükmünün kanun yararına bozulmasına ilişkin talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 26.06.2013 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı. Dosya incelendi.GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:Mahkemece sanığın TCK'nın 191/1, 62/1 maddeleri gereğince 10 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, cezanın aynı Kanun'un 51. maddesi gereğince ertelenmesine hükmolunmuştur.Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında; «19/12/2006 tarihli ve 26381 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5560 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun'un 7. maddesi ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191. maddesi değiştirilmiş ve bu madde uyarınca, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak suçundan dolayı yapılacak yargılama sonucunda mahkemelere iki seçenek sunulmuş olup, anılan maddenin 2. fıkrası gereğince hüküm vermeden önce uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi hakkında tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine; kullanmamakla birlikte, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kişi hakkında denetimli serbestlik tedbirine karar verilebileceği, aynı maddenin 5. fıkrasına göre de, tedavinin ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranan kişi hakkında açılmış olan davanın düşmesine karar verilmesi gerektiği, aksi takdirde, davaya devam olunarak hüküm verilmesi gerekeceği, diğer bir durumda ise, mahkemece 6. fıkra uyarınca uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişinin, hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmaktan dolayı cezaya hükmedildikten sonra da iki ilâ dördüncü fıkralar hükümlerine göre tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine tâbi tutulabileceği ve bu durumda hükmolunan cezanın infazının erteleneceği, 7. fıkra gereğince kişinin mahkûm olduğu cezanın, tedavinin ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranması hâlinde infaz edilmiş sayılacağı, aksi takdirde derhal infaz edilmesi gerekeceği cihetle, kullanmak için uyuşturucu madde bulunduran olan sanık hakkında denetimli serbestlik tedbiri yerine, yasal gerekçe gösterilmeden erteli hapis cezasına hükmedilmesinde isabet görülmemiştir.» denilerek, belirtilen hükmün bozulması istenmiştir.19.12.2006 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5560 sayılı Kanun'la değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191. maddesinde; uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kişi hakkında,seçenekli uygulamalar öngörülmüştürMahkemece TCK'nın 191. maddesindeki seçeneklerden biri tercih edilirken, yasal ve yeterli gerekçenin gösterilmesi, gerekçenin sanığın kişilik özellikleri, davranışları ve mahkemenin gözlemine dayanması gerekmektedir. Mahkemece gerekçe gösterilmiş ise gösterilen gerekçenin yerinde olup olmadığı olağan yasa yolu incelemesinde denetlenebilir ise de, olağanüstü bir yasa yolu olan kanun yararına bozma isteği üzerine denetlenemez. Ancak Mahkemece hiç gerekçe gösterilmemiş ise bu durum kanun yararına bozma konusu yapılabilir. Diğer yandan, açıkça yasaya aykırı olan veya kendi içinde çelişen bir gerekçe, gerekçe sayılmaz.Somut olayda, ele geçen esrarı ilk kez aldığını söyleyen sanığın, uyuşturucu madde kullandığının kabul edilip edilmediği Mahkemece kararda belirtilmediğinden; öncelikle sanığın uyuşturucu madde kullandığının kabul edilip edilmediğinin gerekçesiyle birlikte gösterilerek, sonucuna göre TCK'nın 191. maddesinde öngörülen seçenek uygulamalardan birine göre hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi yasaya aykırı olup, kanun yararına bozma talebine dayanan ihbar yazısında ileri sürülen düşünceler bu nedenle yerinde olduğundan; Kayseri 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 17.05.2012 tarihli, 2011/744 esas ve 2012/395 karar sayılı hükmünün 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA; aynı maddenin 4. fıkrasının (b) bendi uyarınca yeniden yargılama yapılarak sonucuna göre gereken hükmün verilmesi için, dosyanın adı geçen Mahkemeye iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine, 17.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.