Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9895 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 26101 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi : Ordu İş Mahkemesi Dava, davacının 3201 sayılı Yasa uyarınca Kuruma borçlandığı sürenin basamak intibakında esas alınarak aylık miktarının tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece, hükümde belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi .... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.Somut olayda, Türkiye’de sigortalılığı bulunmayan ve 26.12.1976-14.03.2005 tarihleri arasında yurtdışında geçen çalışmalarını 3201 sayılı Yasa kapsamında borçlanan davacıya 01.11.2007 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanıp ödendiği anlaşılmaktadır. Uyuşmazlık, 3201 sayılı Yasa'ya tabi borçlanması sonucu elde edilen hizmetlerin basamak intibakında değerlendirilip değerlendirilmeyeceği noktasındadır. 3201 sayılı Yasa'nın 11. maddesi, “1479 sayılı Kanuna tabi hizmeti bulunan ve bu Kanuna göre yurt dışında geçen çalışma sürelerini Bağ-Kur'a borçlananların Borçlandıkları süreler, Bağ-Kur'dan ayrıldıkları son basamak üzerinden, talebe bakılmaksızın basamak intibakında değerlendirilir.Ancak, 1479 sayılı Kanunun değişik 51'inci maddesinin dördüncü fıkrası ile 52'nci maddesinin ikinci fıkrası hükümleri uygulanmaz.” hükmünü getirmiş, maddede atıf yapılan 51. maddenin dördüncü fıkrasında bu Kanun kapsamından çıkarak, diğer sosyal güvenlik kanunları kapsamında sigortalı olduktan sonra tekrar bu Kanun kapsamına girenlerin basamaklarının, diğer sosyal güvenlik kanunları kapsamında geçirilen süre dikkate alınarak daha önce bulundukları son basamak üzerine intibak ettirilmek suretiyle yeniden belirleneceği, 52. maddenin ikinci fıkrasında ise ilk on bir basamakta sıra itibariyle basamak yükseltilmesinin, prim ödemeye ve talebe bakılmaksızın Kurumca yapılacağı, on ikinci basamaktan itibaren basamak yükseltilebilmesi için, sigortalının yazılı talepte bulunmasının ve talep tarihinden önceki ayın sonu itibariyle prim ve diğer borçlarını ödemiş olmasının gerektiği hüküm altına alınmış olup, anılan maddelerin düzenleniş şeklinden, öncelikle Kurum sigortalısı olarak tescil olunduktan sonra yurt dışına giden ve tekrar Türkiye'ye dönüşte Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil olunan ve 3201 sayılı Yasa borçlanmasında bulunanlar için intibak esaslarının belirlenmiş olduğu anlaşılmaktadır.Önce yurtdışında çalışıp, Türkiye'ye döndükten sonra Kuruma tescili yapılan sigortalılar için borçlanılan sürelerin basamak intibakında esas alınması ya da alınmamasına yönelik gerek 3201 sayılı Kanun'da gerek 1479 sayılı Kanun'da bir düzenleme bulunmamaktadır. 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun geçici 7. maddesinin 4. fıkrasının son cümlesinin “4'üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında değerlendirilen 01/10/2008 tarihinden önceki yurt dışı borçlanma sürelerine göre tespit edilen basamaklar, 2008 yılı Eylül ayında yürürlükte bulunan gelir tablosunda, 41'inci maddenin beşinci fıkrası hükmüne göre belirlenen prime esas aylık kazanca yakın gelire karşılık gelen basamağı geçemez.” hükmünde ise, borçlanılan sürelerin basamak intibakında esas alınmayacağına dair herhangi bir istisna getirilmemiştir. 6385 sayılı Kanunun 11. maddesi ile 5510 sayılı Kanuna eklenen ve 01.09.2013 tarihinde yürürlüğe giren ve “1479 sayılı Kanun ve mülga 2926 sayılı Kanun kapsamındaki sigortalıların basamak tespiti” başlığını taşıyan Ek 8. maddede, “1479 sayılı Kanun ve mülga 2926 sayılı Kanun kapsamında 01/10/2008 tarihinden önce Kuruma kayıt ve tescili yapılan sigortalılardan, sigortalılık başlangıç veya bitiş tarihi değişenlerin daha önceden tespit edilmiş gelir basamakları ve bu basamakların yükselme tarihleri değiştirilmez. Bu sigortalılardan, tescil tarihi daha eski bir tarihe alınanların eski tescil tarihi ile yeni tescil tarihi arasındaki sigortalılık sürelerine ilişkin gelir basamağı, ilk defa tescil edildiği tarih itibarıyla seçtiği veya intibak ettirildiği basamak olarak kabul edilir.Bu sigortalıların diğer sosyal güvenlik kanunları kapsamında geçen hizmet süreleri basamak tespitinde dikkate alınmaz.” hükmü öngörülmüş ise de, anılan hüküm gerekçesinden de anlaşıldığı üzere, tescil tarihlerinde, mahkeme kararı ile tespit edilen sigortalılık süreleri ile Kurumca belirlenen yada sigortalı tarafından ibraz edilen belge ve bilgilere göre yapılan değişiklikler veya diğer sosyal güvenlik Kanunları kapsamında gecen hizmet surelerinin intibak ettirilmesine münhasır olarak basamak intibakını yasaklamakta olup 3201 sayılı Kanuna tabi borçlanma halinde yukarıda açıklanan 3201 sayılı Kanunun 11. maddesi ile 5510 sayılı Kanunun geçici 7. maddesindeki düzenlemeler de göz önüne alındığında sigortalıların borçlandığı sürelerin basamak intibakında gözetilmesinde zorunluluk bulunmaktadır.Burada, 3201 sayılı Kanunun amacı, borçlanma yolu ile primi ödenen sürelerin niteliği ve hangi tarihlere mal edilmesi gerektiği üzerinde de durmakta fayda vardır. 22.05.1985 tarihli resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren anılan Kanunun 1. maddesinde “Türk vatandaşlarının yurt dışında 18 yaşını doldurduktan sonra, Türk vatandaşı iken geçen ve belgelendirilen sigortalılık süreleri ve bu süreleri arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar olan işsizlik süreleri ile yurt dışında ev kadını olarak geçen süreleri, bu Kanunda belirtilen sosyal güvenlik kuruluşlarına prim ödenmemiş olması ve istekleri halinde, bu Kanun hükümlerine göre sosyal güvenlikleri bakımından değerlendirilir.” hükmüne yer verilmiş, 4. maddenin 1. fıkrasının “… Borçlanılan süreler, yurda kesin dönüş yapılmış olması şartıyla aylık tahsisi için yazılı talepleri halinde 5510 sayılı Kanunun 41 inci maddesinin son fıkrası hükümlerine göre değerlendirilir. …” hükmü ile borçlanılan sürelerin değerlendirilmesinde esas alınması gereken yasal düzenleme belirlenmiştir. 5510 sayılı Kanunun 41. maddesinin son fıkrasında da 01.10.2008 tarihinden sonraki sürelere ait borçlanmaların ise ilgili aya mal edileceği hükmüne yer verilmiştir. Sigortalının yurt dışında geçen ve borçlanmaya tabi sürelerin bir kısmını borçlanması halinde borçlanılan sürelerin hangi tarihler arasına mal edileceği yönünde, 06.11.2008 tarihinde yürürlüğe giren “Yurtdışında Geçen Sürelerin Borçlandırılmasına ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmelik”in 12. maddesinin 1. fıkrasında başvuru sahibince borçlanmak istenilen süre belirtilmişse belirtilen sürenin, belirtilmemiş ise belgelerde kayıtlı bulunan tarihler arasındaki son tarihten geriye doğru olmak üzere borçlanmak istediği gün sayısının esas alınarak belirlenecek olan sürenin borçlanma süresi olarak esas alınacağı belirtilmiştir.Anılan düzenlemelerden hareketle, borçlanılan sürelerin ilgili aylara mal edilmesi gerekmekte ve kısmi borçlanma halinde, yaşlılık aylığı tutarının sigortalının borçlandığı döneme göre farklılık arz etmesi ve Kurum'un sigortalıyı bu yönde bilgilendirme yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeni ile, borçlanılan dönemin sigortalı lehine belirlenmesi ve sigortalının talebine göre ilgili aylara mal edilmesi gerekmektedir.1479 sayılı Kanunun 50. ve 52. maddelerinin ilk halinde sigortalıların ödeyecekleri primlerin 12 basamaklı gelir tablosuna göre belirleneceği, basamakta bekleme süresinin 2 yıl olduğu, yazılı taleple ve prim ödemeye bağlı basamak yükseltileceği öngörülmüştür52. maddede 06.03.1981 tarih ve 2423 sayılı yasa ile yapılan değişiklik ile ilk beş basamakta bekleme süresi bir yıl olarak belirlenip, basamak yükseltilmesi bu basamaklarda prim ödemeye ve talebe bakılmaksızın kendiliğinden Kurumca yapılacağı hüküm altına alınmış, altıncı basamaktan itibaren bulunduğu basamakta iki tam yılını doldurmadıkça ve yazılı talepte bulunmadıkça ve sırası dışında basamak yükseltilemeyeceği, altıncı basamaktan itibaren basamak yükseltmek için altı ay öncesine kadar olan prim ve her türlü borçların ödenmiş olmasının şart olduğu belirtilmiştir. Anılan maddenin 2. Fıkrasında 20.06.1987 tarih ve 3396 s.y. 8 md. İle yapılan değişiklikte ise sigortalının, altı, yedi, sekiz, dokuz, on, onbir ve onikinci basamaklarda en az iki tam yılını doldurmadıkça, yazılı talepte bulunmadıkça ve sırası dışında basamak yükseltemeyeceği, altıncı basamaktan itibaren basamak yükseltmek için altı ay öncesine kadar olan prim ve her türlü borçların ödenmiş olmasının şart olduğu hüküm altına alınmıştır. 25.08.1999 tarihli 4447 sayılı Yasa ile yapılan değişiklikle, ödenecek primler ve bağlanacak aylıkların hesabında 24 basamaklı gelir tablosunun esas alınacağı, ilk 12 basamakta bekleme süresinin 1 yıl olup, talebe bakılmaksızın basamak yükseltileceği, sonraki basamaklarda bekleme süresinin 2 yıl olup yazılı taleple basamak yükseltme işleminin yapılacağı belirtilmiştir.Bilindiği üzere kanunların geriye yürümesi konusunda mevzuatımızda genel bir düzenleme olmadığı gibi, kural olarak, her kanun, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren derhal hukuksal sonuçlarını doğurmaya başlar ve bu tarihten sonra meydana gelen olaylara ve ilişkilere uygulanır. Bu kuralın doğal sonucu da, kanunların yürürlüğe girmelerinden önceki olayları etkilemeyeceği, başka bir anlatımla geriye yürümeyecekleridir.Hal böyle olunca, Mahkemece, davacının yurtdışında geçen ve 3201 sayılı Kanuna göre borçlandığı sürelerin, borçlanılan dönemlerde yürürlükte bulunan yukarıda açıklanan yasal düzenlemelerde öngörülen basamak yükseltme esasları çerçevesinde yurtdışı borçlanmasına esas sürenin niteliği gereği basamak yükseltmek için sigortalının yazılı talepte bulunma imkanı olmadığından bu şart aranmaksızın, bekleme süreleri gözetilerek basamak intibakının gerçekleştirilmesi gerekmekte 12. basamak dahil basamak intibakının gerçekleştirildikten sonra 12. basamaktan sonraki basamaklar ise, borçlanma bedelinin ödendiği tarihteki Merkez Bankası döviz alış fiyatı üzerinden dolar kurunun günlük borçlanma miktarının 30 gün ile çarpılması suretiyle (Ödeme tarihindeki Merkez Bankası döviz kuru X 3.5 ABD Doları X 30 gün ) bulunan bir aylık prim karşılığı borçlanma tutarı, aynı tarihteki 1479 sayılı Yasa'nın 50.maddesine göre oluşturulmuş prim tablosundaki (bu Kanundan yararlanmak suretiyle tarafına aylık bağlanmış sigortalılara sağlık yardımı yapılmadığından sağlık sigortası primi hariç) en yakın tutarın karşılığı olan basamağı geçmeyecek şekilde tespit edilerek belirlenmelidir.Tahsiste esas alınacak basamakların bu şekilde tespitinden sonra, yaşlılık aylığı miktarının belirlenmesi safhasına geçilmelidir. 3201 sayılı Kanun kapsamında yurtdışındaki çalışmalarını borçlanarak yaşlılık aylığı tahsisi talebinde bulunan davacı yönünden, anılan Yasa'da yaşlılık aylığının hesaplanması yöntemi ile ilgili bir düzenleme bulunmaması nedeniyle, yaşlılık aylığının hesaplanması, borçlanılan Kurum sigortalıları için geçerli olan hükümlere tabi olup bu haliyle tahsis talep tarihi itibariyle yaşlılık aylığının hesabında, 1479 sayılı Kanunun geçici 11. maddelerinin uygulanması gerekmektedir. 01.01.2000 tarihinde yürürlüğe giren 4447 sayılı Kanunun 39. maddesi ile 1479 sayılı Kanuna eklenen geçici 11. maddede, sigortalının aylığının “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce sigortalı olanlara bağlanacak yaşlılık aylığı;a)Sigortalının, aylık başlangıç tarihindeki toplam sigortalılık süresi esas alınarak, bu Kanunun yürürlük tarihinden önce bulunduğu gelir basamağının aylık başlangıç tarihinde yürürlükte bulunan gelir tablosundaki değeri üzerinden, bu Kanunun yürürlük tarihinden önceki hükümlere göre hesaplanan aylığının, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar geçen sigortalılık süresinin toplam sigortalılık süresine orantılı olarak hesaplanan tutarı ile,b)Sigortalının, bu Kanunun yürürlük tarihi ile aylık başlangıç tarihi arasında aylar itibariyle prim ödediği gelir basamaklarının bu basamaklardaki prim ödeme süreleri de dikkate alınarak, aylık başlangıç tarihinde yürürlükte bulunan gelir basamakları üzerinden hesaplanacak ağırlıklı ortalamasının, aylık başlangıç tarihindeki toplam sigortalılık süresi esas alınmak suretiyle bu Kanunun 36'ncı maddesinin ikinci fıkrasına göre bulunacak aylık bağlama oranı üzerinden hesaplanan aylığın, bu Kanunun yürürlük tarihinden sonra geçen sigortalılık süresinin toplam sigortalılık süresine orantılı olarak hesaplanan tutarı,” toplamı olduğu hüküm altına alınmıştır.Bu yasal düzenlemeye göre; A1 aylığının hesap formülü; 01.01.2000 tarihindeki basamağının (01.07.2003) Gelir tablosu karşılığıA Aylığı = Aylık gelir tutarı x ABO x 1.1.2000 öncesi hizmeti Toplam hizmetleriKeza B aylığının hesap formülü de;B Aylığı= Ağırlıklı Ortalama x ABO x 1.1.2000 sonrası hizmeti Toplam Hizmetlerişeklinde olacaktır. Aylık hesabında esas alınacak aylık bağlama oranlarının belirlenmesinde ise, 01.01.2000 öncesi için 1479 sayılı Kanunun geçici 11. maddesi yollaması ile mülga 36. maddenin “Yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazanan sigortalılara en son prim ödediği gelir basamağında en az bir tam yıl prim ödemesi koşuluyla bulunduğu basamağın % 70'i oranında aylık gelir hesaplanır. Bulunduğu gelir basamak primini bir yıl ödememişse, bir önceki basamak üzerinden aylık gelir hesaplanır. Bu oran 25 yıldan fazla prim ödenmiş olması halinde fazla olan her tam yıl için % 1, kadın ise 50, erkek ise 55 yaşlarından sonra sigortalılığa devamda, fazla olan her tam yaş için de ayrıca % 1 artırılır. 35'nci maddenin (c) fıkrasına göre bağlanacak aylıklarda ise primi ödenmemiş 25 yıldan az her tam yıl için % 1 indirim yapılır.” hükmü gözetilmeli, 01.01.2000 sonrası aylık bağlama oranının belirlenmesi için ise, 4447 sayılı Kanunla değişik anılan maddenin “Aylık bağlama oranı, sigortalının toplam sigortalılık süresinin ilk on tam yılının her bir yılı için %3,5 takip eden onbeş tam yılın her bir yılı için %2 ve yirmibeş yıldan fazla her bir tam yıl için %1,5 oranlarının toplamıdır.” hükmü nazara alınmalıdır.Bu şekilde belirlenecek aylık bağlama oranları ile hesap edilen aylıklarının toplamı, 01.07.2003 tarihi itibarıyla aylık miktarını oluşturur. Bu aylığın, 4784, 5073, 5282, 5454 ve 5565 sayılı Yasalarla getirilen artırım ve sosyal destek ödemesiyle güncellenmesi suretiyle davacının 01.11.2007 tarihindeki aylığı hesap edilmeli, davalı Kurum'dan, 01.11.2007 tarihi itibariyle davacıya bağlanan aylığın ek ödeme tutarlarını da gösterir aylık bağlama tablosu celp edilerek varılacak sonuca göre karar verilmelidir.Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, ödenen borçlanma bedelinin karşıladığı gün sayısı esas alınmaksızın, hatalı gün sayısı gözetilerek hesaplama yapıldığının anlaşılması nedeniyle anılan rapor hüküm kurmaya elverişli değildir. Hal böyle olunca, öncelikle Kurum'dan, yukarıda açıklanan yönteme göre sigortalının yurtdışında geçen borçlanılan prime esas gün sayısı borçlanılan ilgili aylara mal edilerek ve bu çerçevede belirlenen basamaklar esas alınarak hesaplanan ve başlangıçtan itibaren davacıya ödenmesi gereken aylık miktarı Kurumdan sorulmalı, davacıya ay be ay ödenen aylıklar ile bağlanan aylıkta esas alınan tüm verileri içeren tahsis dosyası celp edilmeli, davacının bu şekilde belirlenen aylık tutarına itiraz etmesi halinde, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda alanında uzman bilirkişi yada bilirkişi heyetinden aylık hesabı yönünden denetime elverişli rapor alınıp irdelenerek, varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 25.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.