Mahkemesi :İş MahkemesiDava, 17.01.2004-01.10.2008 tarihleri arasındaki 1479 sayılı Yasa kapsamındaki zorunlu Bağ-Kur sigortalılığının iptali, 506 sayılı Yasa kapsamında yaşlılık aylığına hak kazandığının ve Kuruma borçlu olmadığının tespiti istemlerine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.Hükmün, taraflar vekillerince temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1-) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekir.2-) Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;Davaya konu somut olayda, 19.02.1988-31.08.1996 ve 17.01.2004-15.12.2010 tarihleri arasında vergi kaydı, 20.04.1990-06.08.1996 tarihleri arasında oda kaydı ve 20.04.1990-07.08.1996 tarihleri arasında sicil kaydı bulunan davacının, Kurum tarafından 19.02.1988-31.08.1996 ve 01.10.2008-15.12.2010 tarihleri arasında zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olarak kabul edilmekte iken, 17.05.2013 tarihinde tahsis başvurusunda bulunması üzerine Kurumca gerçekleştirilen işlemle, vergi kaydının bulunduğu 17.01.2004-01.10.2008 tarihleri arasındaki dönemde de zorunlu Bağ-Kur sigortalısı sayıldığı ve prim borcunun bulunduğu gerekçesiyle tahsis başvurusunun reddedildiği anlaşılmaktadır23.04.2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürl??ğe giren 6645 sayılı Yasanın 56. maddesi ile 5510 sayılı Yasaya eklenen geçici 63. maddenin “Kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlarla tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan, Kuruma kayıt ve tescilleri yapıldığı hâlde, bu maddenin yayımlandığı ayın sonu itibarıyla 12 ay ve daha fazla süreye ilişkin prim borcu bulunanların, bu sürelere ilişkin prim borçlarını, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden ay başından itibaren üç ay içinde ödememeleri veya ilgili kanunları uyarınca yapılandırmamaları hâlinde, prim ödemesi bulunan sigortalıların daha önce ödedikleri primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibarıyla, prim ödemesi bulunmayan sigortalıların ise tescil tarihi itibarıyla sigortalılığı durdurulur. Durdurulan süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilmez ve bu sürelere ilişkin Kurum alacakları takip edilmeyerek bunlara Kurum alacakları arasında yer verilmez. …” hükmü gözetilerek, Kurumdan davacının sigortalılığının anılan yasal düzenleme kapsamına girip girmediği ve durdurulması gereken tarih sorularak ihtilaf konusu dönemde davacının 1479 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılık süreleri belirlenerek, varılacak sonuca göre karar verilmelidir.Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın, eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davacıya iadesine, 28.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.