Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9537 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 22420 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi : Asliye Hukuk(İş) Mahkemesi Dava, yersiz aylıkların tahsili istemine ilişkindir.Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi .... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı Kurum vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.2- Yurt dışındaki hizmetlerinden 4560 günü 2147 sayılı Kanun hükümleri uyarınca borçlanan ve tahsis talebinde bulunan, yurt içindeki 2453 günlük hizmeti de dâhil olmak üzere toplam 7013 prim ödeme gün sayısı üzerinden 01.05.1995 tarihinden geçerli olmak üzere kendisine yaşlılık aylığı bağlanan davalı sigortalının, 31.10.2008 tarihine kadar yurt dışında fiilen çalıştığının ve işsizlik yardımı aldığının belirlenmesi üzerine, borçlanması iptal edilerek, yaşlılık aylığı bağlandığı tarihten geçerli olmak üzere iptal edilmiş olup; iş bu dava da, 17.10.1998 – 16.05.2009 tarihleri arasında sigortalıya yersiz ödenen yaşlılık aylıklarının tahsiline karar verilmesi talep olunmuştur.Yurtdışında çalışan Türk vatandaşlarının yurtdışında geçen hizmetlerinin borçlandırılarak, ülkemiz sosyal güvenlik mevzuatında malullük, yaşlılık ve ölüm hallerinde Türkiye’de geçmiş hizmet gibi değerlendirilmesini sağlamak amacıyla kabul edilen 3201 sayılı Kanun hükümleri uyarınca borçlandırılan sürelere dayalı olarak hangi şartlarda aylık bağlanacağı anılan Kanunun 6'ncı maddesinde belirlenmiştir. Tahsis yapılabilmesi için aranan koşullardan birisi, yurda kesin dönülmüş olmasıdır.Ancak 22.05.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3201 sayılı Kanunun 13'üncü maddesi ile yürürlükten kaldırılan 2147 sayılı Kanun uyarınca borçlanan sigortalılara yaşlılık aylığı bağlanması için yurt dışında çalıştığı işten ayrılması veya yurda kesin dönüş yapması gerektiğine dair herhangi bir hüküm bulunmadığından ne borçlanmanın geçerliliği ne de yaşlılık aylığı tahsisi için kesin dönüş koşulu aranmamaktadır. Somut olayda; davalının 3201 sayılı Kanun kapsamında herhangi bir borçlanması bulunmayıp, 03.10.1984 tarihli talebi ile yurtdışında geçen borçlanmaya esas sürelerini sadece 2147 sayılı Kanun kapsamında borçlandığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle; davalının borçlanmasının ve kendisine bağlanan yaşlılık aylığının iptaline ilişkin Kurum işlemi yerinde olmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davalıya iadesine, 14.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.