Davacı, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 600.000.000 TL'nın yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, ilâmında belirtildiği şekilde davanın reddine karar vermiştir.Hükmün, davacı Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.Davanın yasal dayanağı 1479 sayılı Yasanın 63. maddesidir. Bilindiği üzere, 13 Kasım 2002 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 27.03.2002 tarih 2001/343 Esas ve 2002/41 sayılı Anayasa Mahkemesi kararı ile 1479 sayılı Yasanın 63. maddesinin son fıkrasında yer alan "Araç sahiplerine" ibaresinin "iptal" edilmesi karşısında artık olayda kusuru bulunmayan araç sahiplerine rücu olanağı kalmamış ise de; Kurumun anılan yasa maddesindeki "diğer sorumlulara" rücu hakkı mevcut bulunduğu gözetildiğinde, uyuşmazlığın 2918 sayılı Yasa'da yer alan "Araç işletenin sorumluluğu" ilkeleri irdelenerek çözümlenmesi gereği açıktır. 2918 sayılı Kanunun 3.maddesi hükmünde öngörülen tanım çevresinde "işleten" sıfatının bulunması, bir başka anlatımla araç üzerindeki fiili hakimiyeti ile aracı tehlikesi kendisine ait olmak üzere kendi ad ve hesabına işletiyor olması halinde de sorumluluk mümkündür. Davalı H.Y.T.'ün zaralandırıcı sigorta olayına karışan 45 ..64 Plakalı aracın kayden maliki olduğu ve "işleten" sıfatına haiz bulunduğunun anlaşılması karşısında; kendi kullandığı aracın tek taraflı olarak sebep olduğu kazada yaralanan ehliyetsiz hak sahibine, davalının aracı kullandırıp kullandırmadığı, kullandırmış ise; ehliyetsiz kişiye araç kullandırmaktan dolayı davalının kusurunun bulunup bulunmadığı ehil bilirkişilerden alınacak kusur raporu ile belirlenmeli ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmelidir.Mahkemece açıklanan maddi ve hukuki ilkeler üzerinde durulmadan eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davacı Bağ-Kur'un bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 04.06.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.