Mahkemesi : Ankara 19. İş Mahkemesi Dava, ölüm aylığının iptaline ilişkin kurum işleminin iptali, borçlu olmadığının tespiti, aylığın 01.10.2008 tarihine kadar ödenmesi gerektiğinin tespiti ile icra borcuna mahsuben ödenen tutarın davalı kurumdan istirdadı istemlerine ilişkindir.Mahkemece, 4958 sayılı Yasanın 53’üncü maddesiyle eklenen 506 sayılı Yasanın Ek-47’inci maddenin yürürlük tarihi dikkate alınmak suretiyle, davanın kısmen kabulüne davacı adına bağlanan aylığın davalı kurumca yapılan kesme işleminin 06.08.2003 tarihine kadar olan kısmının iptaline, fazlaya ilişkin istemin reddine,karar verilmiştir. Hükmün, taraf avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.Somut olayda, 10.10.1991 tarihinden bu yana boşanmış olan davacı kız çocuğuna 02.01.1998 tarihinde vefat eden annesi nedeniyle 21.01.1998 tarihi itibariyle 506 sayılı Yasa kapsamında ölüm aylığı bağlanarak 19.11.2006 tarihine kadar ödemede bulunulduğu, Alman Sigorta Merciği tarafından, davacının, Almanya’daki 08.10.1990-31.12.2004 tarihleri arasındaki çalışmalarından dolayı 01.01.2005 tarihinden itibaren emekli aylığı aldığının bildirilmesi üzerine, Kurumca, aylık iptal edilip 21.01.1998-19.11.2006 tarihleri arası dönem yönünden faiziyle birlikte 37.994,24 TL tutarında takibe başlandığı, davacının ise 11.10.2011 tarihinde 4100,00 TL, 07.12.2011 tarihinde 4176,86 TL, 25.01.2012 tarihinde ise 4309,33 TL ödemelrde bulunduğu buna göre davalı kurumca ölüm aylığının 5510 sayılı Yasanın yürülüğe girdiği 01.10.2008 tarihinde kadar devam ettirilmesi gerektiğinin ve bu nedenle ölüm aylığının kesilmemesi ve Kuruma karşı borçlu olmadığının tespiti ile yersiz ödediği iddiası ile ödediği pararnın da iadesi istemiyle eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır.29.07.2003 tarih 4958 sayılı Yasanın 53’üncü maddesiyle 506 sayılı Yasaya eklenen Ek-47. madde, "Bu kanuna göre gelir veya aylık almakta olan kız çocuklarının sosyal güvenlik sözleşmesi akdedilmiş ülkelerdeki sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi çalışmaya başlamaları veya bu ülkelerin sosyal güvenlik kuruluşlarından gelir veya aylık almaya başlamaları halinde, bağlanan gelir ve aylıkları kesilir." hükmünü içermektedir. Öte yandan 02.07.2005 tarih 5386 sayılı Yasanın 2’inci maddesi ile 506 sayılı Yasaya eklenen geçici 91’inci maddenin 1,6 ve 7’inci fıkraları "06.08.2003 tarihinden önce hak sahibi kız çocuklarına bağlanan gelir ve aylıklar; bunların evlenmeleri, sosyal sigortaya, emekli sandıklarına tabi çalışmaları veya kendi çalışmalarından dolayı buralardan gelir veya aylık almaları halleri hariç olmak üzere geri alınmaz... Bu maddenin 1. ve 2’inci fıkrası gereğince, aylık veya gelirleri ödenmeye devam olunacak kız çocuklarının aylık veya gelirlerinin ödenmesine devam olunması için sahip olmaları gereken şartları, ilk kez veya yeniden 06.08.2003 tarihinden sonra haiz olan kız çocukları da aynı esas ve usullerle aylık veya gelir hakkından yararlandırılır..." hükümlerini öngörmektedir. Geçici 91’inci maddenin 1’inci fıkrasında yer alan "...sosyal sigortaya, emekli sandıklarına tabi çalışmaları..." hükmünün yurtdışı çalışmayı kapsamaması karşısında, anılan maddenin yukarıda açıklanan fıkralarına göre somut olayda Ek-47’inci maddenin uygulama imkanının bulunmadığı gözetilmeksizin, Ek-47’inci maddenin yürürlük tarihi esas alınarak davanın yazılı biçimde kısmen kabulüne hükmedilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Buna göre; mahkemece, öncelikle, davacıya ait 3/410708273 sayılı tahsis ve Kurumca yapılan icra takip dosyalarının tamamının celbedilmesi ile yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde davaya konu talepler değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedendir.O hâlde, hükmü temyiz eden taraf avukatlarının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli hüküm bozulmalıdır.SONUÇ : Açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davacıya iadesine, 11.05.2015 gününde karar verildi.
Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar
BONO • TEMİNAT SENEDİ • İSPAT YÖNTEMİ
Alacaklının bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlattığı takibe karşı borçlu, dayanak senedin 21.06.2012 tarihli araç kiralama sözleşmesi kapsamında alındığını ve teminat senedi olduğunu ileri sürerek takibin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurmuş; mahkemece, bononu
VEKALET ÜCRETİ ALACAĞININ TAHSİLİ
Davacı, avukat olduğunu, davalıyı bir icra dosyasında alacaklı vekili olarak ve buna bağlı tasarrufun iptali davasında davacı vekili olarak temsil ettiğini ancak müvekkili olan davalının karşı taraf ile anlaşarak sulh olduğunu, 25/08/2010 tarihli azilname ile kendisini haksız olarak vekaletten azlet
mirasçılar arasında gerçekleştirilen miras payı devrinin geçerli olması için noterde ya da tapu sicil memuru huzurunda yapılması zorunlu değildir.
S.. E.. ile A.. C.. ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Manavgat 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 27.09.2007 gün ve 303/457 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı mirasçıları tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Yargıtay
Yargıtay Karar Arama
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ?
Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Kanunu
Yargıtay İş Bölümü
Yargıtay Haberleri
Karar Arama
Yargıtay Kararları
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları
BAM Kararları
Danıştay Kararları
Anayasa Mahkemesi Kararları
Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları
Karar Arama Nasıl Yapılır?
Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir?
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır?
BAM Karar Arama Nasıl Yapılır?
Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır?
Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?