Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8933 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 23631 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi : İş Mahkemesi Dava, hizmet sürelerinin ve sigorta primine esas kazanç tutarının tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1-) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.2-) Davalı işverene ait işyerlerinden 07.10.2008 – 30.09.2011 tarihleri arasında davalı Kuruma tam gün üzerinden eksiksiz ve asgari ücret üzerinden sigortalılık bildirimleri gerçekleştirilen davacının istemi, 01.08.2008 – 07.10.2008 dönemi yönünden hizmet akdine tabi olarak geçmesine karşın bildirilmeyen çalışma süresinin, 01.08.2008 – 30.09.2011 dönemi bakımından ise gerçek sigorta primine esas kazancın aylık net 1.200,00 TL olduğunun tespitine ilişkindir. Sigorta primine esas kazanç hakkında davanın yasal dayanakları olan 506 sayılı Kanunun “Prime esas ücretler” başlığını taşıyan 77. maddesinin 1. fıkrası ile 5510 sayılı Kanunun “Prime esas kazançlar” başlıklı 80. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, sigortalıların prime esas kazançlarının nasıl belirleneceği açıklanmıştır. Diğer taraftan 1086 sayılı Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanunu'nun 288. maddesinde, bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukukî işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri belir bir tutarı geçtiği takdirde senetle kanıtlanması gerektiği, bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri, ödeme veya borçtan kurtarma (ibra) gibi herhangi bir sebeple belir bir tutardan aşağı düşse bile senetsiz kanıtlanamayacağı bildirilmiş, 289. maddesinde, 288. madde uyarınca senetle kanıtlanması gereken konularda yukarıdaki hükümler hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati durumunda tanık dinlenebileceği, 292. maddesinde de senetle kanıtlanması zorunlu konularda yazılı bir delil başlangıcı varsa tanık dinlenebileceği açıklanarak delil başlangıcının, dava konusunun tamamen kanıtlanmasına yeterli olmamakla birlikte, bunun var olduğunu gösteren ve aleyhine sunulmuş olan tarafça verilen kağıt ve belgeler olduğu belirtilmiştir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 200. ve 202. maddelerinde de bu düzenlemeler korunmuş olmakla şu durumda senetle kanıtlamada parasal sınırlar; 2008 yılı için 490 TL, 2009 yılı için 540 TL, 2010 yılı için 550 TL, 01.01.2011 – 30.09.2011 dönemi için 590 TL olarak uygulanmaktadır. Kuruma ödenmesi gereken sigorta primlerinin hesabında gerçek ücretin/kazancın esas alınması gerekmekte olup hizmet tespiti davalarının kamusal niteliği gereği, çalışma olgusu her türlü kanıtla ispatlanabilmesine karşın ücret konusunda aynı genişlikte ispat serbestliği söz konusu değildir ve değinilen maddelerde yazılı sınırları aşan ücret alma iddialarının yazılı delille kanıtlanması zorunluluğu bulunmaktadır. Ücret tutarı maddede belirtilen sınırları aştığı takdirde, tespiti gereken gerçek ücretin; hukuksal geçerliliğe sahip olarak düzenlenmiş bulunmaları kaydıyla, sigortalının imzasını içeren aylık ücreti gösteren para makbuzları, banka kayıtları, ticari defter kayıtları, ücret bordroları gibi belgelerle kanıtlanması olanaklıdır. Yazılı delille ispat sınırının altında kalan miktar için tanık dinlenebileceği gibi, tespiti istenen miktar sınırı aşsa dahi varlığı iddia edilen çalışmanın öncesine ve sonrasına ait yazılı delil başlangıcı sayılabilecek belgeler bulunuyorsa tanık dinlenmesi mümkündür. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 20.10.2010 gün ve 2010/10-480 Esas - 2010/523 Karar, 20.10.2010 gün ve 2010/10-481 Esas - 2010/524 Karar, 20.10.2010 gün ve 2010/10-482 Esas - 2010/525 Karar, 19.10.2011 gün ve 2011/10-608 Esas - 2011/649 Karar, 19.06.2013 gün ve 2012/10-1617 Esas - 2013/850 Karar sayılı ilamlarında da aynı görüş ve yaklaşım benimsenmiştir. Yukarıdaki yasal düzenleme ve açıklamalar ışığında yapılan değerlendirmede, tüm dosya kapsamına göre hizmet tespiti isteminin reddi yerinde olup ilgili Banka hesap hareketlerini gösterir belgede yer alan ve 08.04.2011, 11.05.2011, 07.06.2011, 04.07.2011, 05.08.2011, 07.09.2011 tarihlerinde işverence davacının hesabına yatırılan ödemeler incelendiğinde, Mart/2011 – Eylül/2011 dönemi yönünden aylık net 1.200,00 TL ücretle çalışıldığı kanıtlanmıştır. Bu maddî ve hukukî olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu sigorta primine esas kazanç konusunda istemin tüm dönem bakımından reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının isteği durumunda davacıya geri verilmesine, 07.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.