Mahkemesi :Adana 5. İş MahkemesiTarihi :15.05.2013No :2012/43-2013/308Davacı, 01.08.2005 – 28.02.2011 tarihleri arasında baskın hizmetininin 506 sayılı Yasa ( 5510 sayılı Yasanın 4/1-a maddesi) kapsamındaki sigortalılık olduğunun tespiti ile 01.08.2005 – 28.02.2011 tarihleri arasındaki Limited Şirket ortaklığına dayalı olarak devam eden 1479 sayılı Yasa(5510 sayılı Yasanın 4/1-b maddesi) kapsamındaki sigortalılığının iptalini istemiştir. Mahkeme, ilâmında belirtildiği şekilde, davacının 01.08.2005 – 06.03.2006 tarihleri arasındaki 17.03.2006 – 28.02.2011 tarihleri arasındaki 4/1-b sigortalılığının iptaline şeklinde hüküm kurarak davanın kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Somut olayda; davacının 01.08.2005 – 06.03.2006, 17.03.2006 – 28.02.2007, 02.03.2007 – 30.11.2008, 01.12.2008 – 24.02.2010, 25.02.2010 – 30.04.2010 ve 01.04.2010 tarihinden devam eden SSK'lı (5510 sayılı Yasanın 4/1-a maddesi kapsamında) sigortalı çalışmaları olduğu, davacının, 17.03.2006 – 28.02.2011 tarihleri arasındaki çalışmalarının iptal edildiği; davacının, 01.12.2011 varide tarihli dilekçesi ile iptal edilen SSK'lı (5510 sayılı Yasanın 4/1-a maddesi kapsamındaki) sigortalı sürelerine ilişkin primlerin Bağ-Kur sigortalılığına aktarılmasına yönelik isteminin bulunduğu; davacının, Bağ-Kur şahsi dosyasının celbedilmediği, ayrıca SSK şahsi dosyasından ve Kurum vekilinin cevap dilekçesinden, davacının vergi kaydına, akabinde oda kaydına ve daha sonrasında ise limited şirket kaydına istinaden 07.04.1994 – 28.02.2011 tarihleri arasında Bağ-Kur (5510 sayılı Yasanın 4/1-b maddesi kapsamında) sigortalılığının bulunduğu, S. Nak. Turizm İnş. Petrol Ürünleri Reklam Matbaa Oto Alım Satım Kaporta Tarım Hayvancılık Tekstil Maden Ürünleri Dayanıklı Tüketim Kırtasiye Gıda İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti'nin 29.12.1995 tarihinde Adana Ticaret Sicil Memurluğuna tescili yapıldığı, anılan limited şirketin 25,00 TL'ye isabet eden 1 pay hisesisin davacı tarafınından 25.05.1999 tarihinde devaralınmasına istinaden, davacının, ortaklığa girdiği, yine, anılan limited şirketin 2006 – 2008 yılları arasındaki kurumlar vergisi beyannamelerinden 2005 yılında zararı olduğu, 2006-2008 yıllarına karı olduğu anlaşılmıştır. 506 sayılı Kanunun 2'nci maddesinde, (5510 sayılı Kanun 4/a), hizmet akdine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılanların sigortalı sayılacağı, 3'üncü maddesinde, kanunla kurulu emekli sandıklarına aidat ödemekte olanların veya herhangi bir işverene hizmet akdiyle bağlı olmaksızın kendi nam ve hesabına çalışanların sigortalı sayılmayacağı belirtilmiş; 1479 sayılı Kanunun 24'üncü maddesinde (5510 sayılı Kanun 4/b), Kanunla ve Kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulu (diğer) sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalan, herhangi bir işverene hizmet akdi ile bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan ticari kazanç veya serbest meslek kazancı dolayısıyla gerçek veya basit usulde gelir vergisi mükellefi olanlar ile, gelir vergisinden muaf olanlardan Esnaf ve Sanatkâr Sicili ile birlikte kanunla kurulu meslek kuruluşuna usulüne uygun olarak kayıtlı olanlar ile A.Ş. kurucu ortakları, yönetim kurulu üyesi ortakları veya Ltd. Şti. ortaklarının sigortalı kabul edileceği, sözü edilen diğer sosyal güvenlik kuruluşlarına prim ödeyenlerin sigortalı sayılmayacağı açıklanmıştır. Sosyal Güvenlik Hukukumuzda, "sosyal sigortalarda çokluk", bir başka anlatımla bireylere olabildiğince sosyal sigorta hakkı tanıma, "yararlanmada ve yükümlülükte teklik" ilkesi egemendir. Buna göre, aynı tarihlerde farklı sosyal güvenlik kuruluşları kapsamında bulunulamaz. Çifte sigortalılık olarak adlandırılan bu statü, kanun hükümleriyle engellenmiştir. Belirtilmelidir ki, anılan düzenlemelerde yer alan "emekli sandıklarına aidat ödemekte olanlar" ibareleri, "başka sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi olanlar" şeklinde anlaşılmalı, "sosyal güvenlik kuruluşları ibarelerinin de aynı zamanda "sosyal güvenlik kanunları" terimlerini içerdiği kabul edilmelidir. 01.10.2008 tarihinden itibaren yürürlüğe giren, 5510 sayılı Kanunun 53’üncü maddesi uyarınca; sigortalının aynı Kanunun 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan sigortalılık statülerinden birden fazlasına aynı anda tabi olunmasını gerektirecek şekilde çalışması halinde; öncelikle (c) bendi kapsamında, (c) bendi kapsamında sigortalılık yoksa, ilk önce başlayan sigortalılık ilişkisi esas alınarak sigortalı sayılacaktır. Bu tür çakışan (ikili) sigortalılığa ilişkin uyuşmazlıkların çözümü için, Dairemizin yerleşik uygulamaları gereği olarak, aynı döneme rastlayan gerçek ve fiili sigortalı çalışmalardan hangisi kişinin hayatında ekonomik olarak baskın çalışma niteliğini taşıyorsa, o çalışmaya üstünlük ve geçerlilik tanınması gerekir. Bu amaçla, davacının çakışan sigortalılık sürelerinin hangi faaliyetten kaynaklandığı, çakışan dönemde ekonomik yönden baskın çalışmanın hangi Kurum sigortalısı olmayı gerekli kıldığı, kendi nam ve hesabına meslek faaliyetinin fiilen davacı tarafından yerine getirilip getirilmediği, bu dönemde hizmet sözleşmesine dayalı çalışma gereksiniminin hangi koşullardan kaynaklandığı araştırılarak, çakışan dönemlerde davacının geçimini karşılayacak gerçek ve fiili çalışmasının hangi Kurumda geçtiği belirlenip; uyuşmazlığın çözümünde, taraflar arasındaki çıkarlar dengesi ile hak ve nesafet kuralları dikkate alındıktan sonra, yapılacak değerlendirme sonucuna göre, karar verilmelidir. Mahkemece, yukarıda açıklanan ilke ve esaslar doğrultusunda, uyuşmazlık konusu olan döneme ilişkin olarak , 506 sayılı Yasa (5510 sayılı Yasanın 4/1-a maddesi) ve 1479 sayılı Yasa (5510 sayılı Yasanın 4/1-b maddesi) kapsamında geçerli sigortalılığın var olup olmadığı belirlenmeli, çakışan dönem bulunması halinde ise; davacının Bağ-Kur şahsi dosyası celbedilmeli, davacının, dava konusu dönemde çalıştığı işyerleri belirlenmeli, iptal edilen SSK'lı (5510 sayılı Yasanın 4/1-a maddesi kapsamında) sigortalılığının bulunup bulunmadığı, iptal nedeni, prim aktarmasının gerçekleşip gerçekleşmediği kurumdan sorulmalı; 01.10.2008 tarihi öncesi dönem yönünden sosyal güvenlik sistemimizde çifte sigortalılığın söz konusu olmaması nedeniyle, aynı döneme rastlayan gerçek ve fiili çalışmalardan hangisinin kişinin hayatında ekonomik olarak baskın çalışma niteliği taşıdığı, davacının; emek ve mesaisini ağırlıklı olarak hangi sigortalı çalışmaya tahsis ediyorsa, ekonomik yönden geçimini hangi çalışmadan sağlıyorsa, o çalışmaya üstünlük tanınması gerektiği gözetilerek, yöntemince araştırılmalı, açıklanan ilkelere göre belirlenen gerçek ve fiili çalışmanın tabi olduğu sigortalılık gözetilerek, 01.10.2008 tarihi sonrası dönem yönünden ise önce başlayan sigortalılığa değer verilerek, varılacak sonucuna göre, çakışan dönemde, davacının tabi olduğu sigortalılık belirlenmeli toplanan ve toplanacak delillerin sonucuna göre bir karar verilmelidir.Mahkemenin, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki esaslar doğrultusunda araştırma yaparak, elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, 15.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.