Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 865 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 15734 - Esas Yıl 2009





Davacı N…… C……, 16.08.2006 tarihi itibariyle aylığa hak kazandığının ve işe iade davası sonucu verilen karara dayalı aylık iptali nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiş; SGK Başkanlığı tarafından açılarak birleştirilen davada ise, yersiz ödemeye dönüştüğü iddia edilen aylıkların istirdadına yönelik takibe vaki itirazın iptaline karar verilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilâmda yazılı nedenlerle Mahkemece Nejdet Celep tarafından açılan davanın kabulüne; SGK Başkanlığı tarafından açılan davanın ise reddine ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi taraflar Avukatlarınca istenilmesi ve N…… C……avukatı tarafından da duruşma talep edilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 26/01/2010 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmiştir. Duruşma günü N…… C…… adına Av. S…… D…… ile karşı taraf adına Av. M…… A…… geldiler. Duruşmaya başlandı. Hazır bulunan Avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı günde Tetkik Hâkimi E…… T…… tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Davacı sigortalı, iş akdinin feshi üzerine yaşlılık aylığı almaya başladıktan sonra sonuçlanan işe iade davasına ilişkin hüküm uyarınca hak ettiği dört aylık ücretinin kendisine ödenmesine karşın, fiilen işe başlamadığını; ancak, davalı Kurum tarafından 5335 sayılı Yasanın 30. maddesi gerekçe gösterilerek aylıklarının kesildiğini, yeniden başvurusu üzerine bağlanan aylıkları nedeniyle biriken 7.232,83 TL'nin ise borca mahsup edildiğini belirterek; 30.160,40 TL borcun fer'leriyle iptalini, yeniden bağlanan aylıklarından kesilen meblağın faiziyle iadesini, 16.08.2006 tarihi itibariyle yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmesini istemiş; mahkemece, "……davacının iş sözleşmesinin feshedildiği tarihten sonra iş yerinde fiili çalışmasının bulunmadığı, iş akdinin feshedildiği tarihten sonra işten ayrılma koşulunun gerçekleşmiş olduğu, mahkeme kararı doğrultusunda Kuruma yapılan bildirimin ise sosyal güvenlik destek primine tabi bir çalışma olduğu, bu nedenle davacının bağlanan yaşlılık aylığının kesilmemesinin gerektiği ve ilk tahsis başvurusundan itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığı" gerekçesinden hareketle sonuca varılmıştır.21.04.2005 tarih, 5335 sayılı Yasanın 30. maddesindeki, "Herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan emeklilik veya yaşlılık aylığı alanlar bu aylıkları kesilmeksizin; genel bütçeye dahil daireler, katma bütçeli idareler, döner sermayeler, fonlar, belediyeler, il özel idareleri, belediyeler ve il özel idareleri tarafından kurulan birlik ve işletmeler, sosyal güvenlik kurumları, bütçeden yardım alan kuruluşlar ile özel kanunla kurulmuş diğer kamu kurum, kurul, üst kurul ve kuruluşları, kamu iktisadi teşebbüsleri ve bunların bağlı ortaklıkları ile müessese ve işletmelerinde ve sermayesinin %50'sinden fazlası kamuya ait olan diğer ortaklıklarda herhangi bir kadro, pozisyon veya görevde çalıştırılamaz ve görev yapamazlar.Diğer kanunların emeklilik veya yaşlılık aylığı almakta iken emeklilik veya yaşlılık aylıkları ve/veya diğer tazminatları kesilmeksizin atanmaya, çalıştırılmaya veya görevlendirilmeye izin veren hükümleri ile 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun ek 11. maddesine göre 01.01.2005 tarihinden önce alınmış Bakanlar Kurulu kararları uygulanmaz." düzenlemesi karşısında; davacının, 4857 sayılı Yasanın 21. maddesi uyarınca ücreti ödenerek, tüm sigorta kollarına tabi çalışma olarak değerlendirilen sürede, sosyal güvenlik destek primine tabi olarak çalıştığının kabulüne olanak bulunmadığından; uyuşmazlık konusu dört aylık süreyle sınırlı yaşlılık aylıklarını iadeyle yükümlü olduğu ve anılan sürenin bitiminde, sigortalılık süresine eklenen dört aylık süre de hesaba katılarak belirlenecek yaşlılık aylığının ödenmesine devam edilmesi gereğinden hareketle sonuca varılması gereğinin gözetilmemiş olması; ayrıca, SGK tarafından açılan itirazın iptali istemli dava konusunun para ile ölçülebildiği ve bu nedenle anılan dava sonucu kurulan hükümde, karar tarihinde geçerli Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, maktu vekalet ücretine hükmedilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. S O N U Ç:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacı ve birleşen dosya davalısına iadesine, davacı avukatı yararına takdir edilen 750,00 TL duruşma avukatlık parasının davalıya yükletilmesine, davalı avukatı yararına takdir edilen 750,00 TL duruşma avukatlık parasının davacıya yükletilmesine, 26.01.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.