Mahkemesi : İş MahkemesiDava, aksine Kurum işleminin iptali ile, maluliyet oranının tespiti ve maluliyet aylığı bağlanması istemine ilişkindir.Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne, davacıya 01/11/2013 tarihinden itibaren maluliyet aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine, karar verilmiştir.Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Görülmekte olan dava; 5510 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten sonra henüz derdest olup, sosyal güvenlik hukukunun kamu düzeni ile ilgili olması nedeniyle, sigortalı veya hak sahipleri lehine getirilen yasal düzenlemelerin derdest davalara da uygulanması gerekeceği tartışmasızdır. 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanun’un 25’inci maddesi ile tüm sigortalılar açısından “malul sayılma” şartları yeniden düzenlenmiştir. Bu kapsamda; 4/a ve 4/b’li sigortalılar için “...çalışma gücünün veya iş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünün en az %60’ını kaybettiği...” Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurullarınca usulüne uygun düzenlenecek raporlar ve dayanağı tıbbi belgelerin incelenmesi sonucu Kurumun Sağlık Kurulunca tespit edilenlerin malul sayılacağı belirtilmiştir. Anılan Kanun’un 26’ncı maddesinde ise; “Sigortalıya malûllük aylığı bağlanabilmesi için sigortalının; a) 25 inci maddeye göre malûl sayılması,b) En az on yıldan beri sigortalı bulunup, toplam olarak 1800 gün veya başka birinin sürekli bakımına muhtaç derecede malûl olan sigortalılar için ise sigortalılık süresi aranmaksızın 1800 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olması,c) Malûliyeti nedeniyle sigortalı olarak çalıştığı işten ayrıldıktan veya işyerini kapattıktan veya devrettikten sonra Kurumdan yazılı istekte bulunması, halinde malûllük aylığı bağlanır. Ancak, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı sayılanların kendi sigortalılığı nedeniyle genel sağlık sigortası primi dâhil, prim ve prime ilişkin her türlü borçlarının ödenmiş olması zorunludur.” hükmü getirilerek, “malullük aylığı” bağlanma şartları düzenlenmiştir.Sigortalı olmak ve sigorta haklarından yaralanmak kamu düzenine ilişkin, kişiye bağlı, vazgeçilemez ve kaçınılamaz hak ve yükümlülük doğuran bir hukuksal statü meydana getirmektedir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 325. maddesinde de; tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği dava ve işlerde, hâkim tarafından resen başvurulan deliller için gereken giderlerin bir haftalık süre içinde taraflardan birisi veya belirtilecek oranda her ikisi tarafından ödenmesine karar verileceği, belirlenen süre içinde bu işlemlere ait giderleri karşılayacak miktarda avans yatırılmazsa, ileride bu gideri ödemesi gereken taraftan alınmak üzere hazineden ödenmesine hükmedileceği öngörülmektedir.Somut olayda; ....’nun 25.04.2012 tarihli raporu ile “Davacının çalışma gücünün en az %60’ını kaybetmemiş olduğundan malul sayılamayacağına dair karar verildiği, 02.10.2013 tarihli ... 3. İhtisas Kurulu raporunda ise davacının, "11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle Grup 1 kabul olunarak: E cetveline göre: %79(yüzdeyetmişdokuznoktasıfır) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı bu arızalarından özellikle, geçirilmiş myokard enfaktürü arızasının iş kazası ya da meslek hastalığı sonucu oluşmadığı cihetle Ek 1 bölüm kapsamında çalışma gücünün 2/3'ünü kaybetmiş sayılmayacağı"na dair rapor verildiği,bu raporda ise 01.09.2013 tarihli Maluliyet Tespit işlemleri yönetmeliği yerine, 2008 tarihli yönetmelik hükümlerinin dikkate alındığı, diğer taratan 5510 sayılı Yasada %60 oranın esas alınmasına rağmen Adli Tıp Kurumunun 2/3 oranı üzerinden değerlendirmeye gittiği ve 5510 Sayılı Kanunun lehe hükümlerinin dikkate alınmadığı anlaşılmaktadır.Bu durumda; ... ile ... 3. İhtisas Kurulu raporları arasında açık çelişki bulunduğundan, maluliyetin varlığı ve başlangıcı yönünden .... rapor alınarak çelişki giderilmeli, davacının çalışma gücü kayıp oranının 2/3 ya da %60 oranında bulunup bulunmadığı ve başlangıç tarihi belirlenerek, öngörülen istisnaları dışında 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasanın malullük aylığı şartlarını düzenleyen 25 ve devamı maddelerindeki sigortalı lehine olan yeni düznelemeler ve özellikle yeni yönetmelik hükümleri de göz önünde bulundurularak, varılacak sonuca göre karar verilmelidir.Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki olgular çerçevesinde, davacının ... sevki ile mevcut çelişkinin giderilmesi ve davacının en az %60 oranında maluliyetinin tespit edilmesi halinde, başlangıç tarihi de belirlenmek suretiyle Kanunda sayılan şartları taşıyıp taşımadığı belirlenerek, aylığın başlangıç tarihinin de infaza elverişli şekilde belirlenmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O hâlde, davalı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 12.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.