Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8231 - Karar Yıl 2005 / Esas No : 6455 - Esas Yıl 2005





İhalenin feshi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davacı Avukatınca istenilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 22.02.2005 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmiştir. Duruşma günü davacı adına Av. Abdullah Şen ile karşı taraf adına Av. Erdin Bayram geldiler. Diğer davalı adına kimse gelmedi. Duruşmaya başlandı. Hazır bulunan Avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek bırakılan günde Tetkik Hakimi Ercan Turan tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Ortağı bulunduğu Limited Şirketin prim borcu nedeniyle çıkarılan ödeme emirlerini, şirket adına çıkarılan ödeme emirlerine ilişkin tebliğ zarfında belirtilen isimde bir şirket bulunmadığı ve kendisinin de tebligatı kabule yetkili olmadığı gerekçesiyle tebliğ evrakı üzerine yazdırdığı 29.08.2003 tarihli şerhle tebellüğden imtina eden davacının taşınmazları üzerine, 15.09.2003 tarihli haciz bildirimiyle haciz konulduktan sonra, 19.02.2004 tarihli ihale sonucunda taşınmazların satışı yapılıp alıcı adına tescili yoluna gidilmiştir.Limited şirketin borcu nedeniyle ortak veya temsilcinin şahsi varlığının haczedilebilmesi, yasal yönteme uygun biçimde düzenlenerek tebliğ edilmiş ödeme emrinin varlığı ve bu ödeme emrinin kesinleşmiş olması koşullarına bağlıdır. Kesinleşmiş ödeme emrinin bulunmadığı hallerde uygulanan haczin ise, 6183 sayılı Yasanın 13. maddesinde düzenlenen, amme alacağının tahsil güvenliğini sağlamaya yönelik ihtiyati haciz olarak nitelenme olanağı bulunduğu, bu tür haczin kesin hacze dönüşmediği sürece hacizli malın paraya çevrilerek borcun tahsiline olanak vermeyeceği yasanın açık düzenlemesinin gereğidir. Somut olayda ise, davacının taşınmazları üzerine haciz konulması istemini içerir haciz bildiriminde belirtilen takiplerin tümü için ödeme emrinin iptali konulu davaların derdest olduğu dosya içeriğindeki belgelerden anlaşılmakta olup, davacının Kurum alacağından sorumluluğu takip hukuku gereğince kesinleşmemiş olduğundan, hacizli taşınmazların satışına olanak bulunmadığı gibi; satış ilanının bir örneğinin 6183 sayılı Yasanın 93/son maddesi uyarınca borçluya tebliğ edilmemiş olması; ihalenin yapıldığı saatin ve ihalenin gerçekleştiği koşulların ihale tutanağında belirtilmemesi yanında, aynı Yasanın 94/son maddesi uyarınca ihale kararının da tebliği gereğine uyulmaması ve tebligat yapılmamasına karşın 6183 sayılı Yasanın 99. maddesi uyarınca süresinde ihalenin feshi istendiği halde, tescil için tapuya yazı yazılmasının, yasanın cebri icra yönünden öngördüğü emredici kurallarına açık aykırılık oluşturduğu gözetilmeksizin yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, Davacı Avukatı yararına takdir edilen 400,00 YTL duruşma avukatlık parasının davalıya yükletilmesine, 14.07.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.