Mahkemesi :Asliye Hukuk(İş) MahkemesiDava; 01.11.1995-30.11.2004 tarihleri arasında ... davalılar murisine yaptığı yersiz ödemelerin tahsili istemine ilişkindir.Mahkeme, davanın kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davalılardan ... ve ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.Davacı Kurum, davalılar murisine 12.03.1986 tarihinde askerlik vazifesini yapmakta iken, vefat eden oğlu nedeniyle ... İlçe İdare Kurulunca alınan Muhtaçlık kararından sonra 01.07.1986 tarihinden itibaren 5434 sayılı Yasanın 72. maddesi kapsamında bağladığı muhtaçlık aylığını, davalının 01.04.1987 tarihinden itibaren 506 sayılı Yasa kapsamında yaşlılık aylığı aldığının davacı Kurum tarafından 2004 yılında belirlenmesi ile muhtaçlık halinin1986 yılından itibaren kaldırılması nedeniyle 12.10.2004 tarihli tarihli karar ile keserek 01.11.1999-30.11.2004 tarihleri arasında tahsil edilen aylıkların davalılardan tahsilini istemiş, Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Mahkemelerin görevi ve yargı yolu "yasa" ile belirlenmiş olup, kamu düzenine ilişkin olduğundan yargılamanın her safhasında mahkemece resen nazara alınır. (HMK 1. madde)İş Mahkemeleri, 5521 sayılı Kanun ile kurulmuş istisnai nitelikte özel mahkemeler olup, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 106’ncı maddesi ile mülga 1479 sayılı Kanunun 70’inci maddesinde, bu Kanun uygulamasından doğan uyuşmazlıkların yetkili iş mahkemelerinde görüleceği, 5510 sayılı Kanun’un 101’inci maddesinde de, aksine hüküm bulunmayan hallerde, 5510 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceği düzenlenmiştir. 5510 sayılı Kanun’un geçici 4’üncü maddesinde ise; “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla 08.06.1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanuna göre; aylık, tazminat, harp malûllüğü zammı, diğer ödemeler ve yardımlar ile 08.02.2006 tarihli ve 5454 sayılı Kanunun 1 inci maddesine göre eködeme verilmekte olanlara, bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dâhil 5434 sayılı Kanunda kendileri için belirtilmiş olan şartları haiz oldukları müddetçe bunların ödenmesine devam olunur. Ancak, 5 ilâ 10 yıl arasında fiili hizmet süresi olan iştirakçilerden dolayı dul ve yetim aylığı almakta olanların, aylık ve diğer ödemeleri, bu Kanunun 32 nci, 34 üncü ve 37 nci maddelerindeki şartları haiz oldukları müddetçe devam edilir... Bu madde kapsamına girenlerin aylıklarının bağlanması, artırılması, azaltılması, kesilmesi, yeniden bağlanması, toptan ödemeleri, ilgi devamı, ihya ve borçlanmaları, diğer ödemeler ve yardımlar ile emeklilik ikramiyeleri hakkında bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dâhil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılır ve bu maddenin uygulanmasında mülga 2829 sayılı Kanun hükümleri ayrıca dikkate alınır.” hükmü öngörülmüştür.Yukarıdaki açıklamalar ışığında yapılan değerlendirmeye göre; 5434 sayılı Kanun hükümlerince davalıya bağlanan davaya konu aylığın kesilmesi de 5434 sayılı Kanun hükümlerine tabi olduğundan, uyuşmazlığın çözümünde ne 1479 sayılı Kanun ne de 5510 sayılı Kanun’un uygulama yeri bulunmamaktadır. Bu durumda sözü edilen 101’inci madde hükümlerine göre sınırlı yetki ile donatılmış iş mahkemesi görevli değildir.Dava konusu uyuşmazlığın çözümünde genel mahkemelerin görevli olduğu nazara alınmaksızın, iş mahkemesi sıfatıyla işin esasına girilerek karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidirO halde, davalılardan ... ve ...'ın bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.S O N U Ç: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davalılardan ... ve ...'a iadesine 23.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.