Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8145 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 14835 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi : Adıyaman İş Mahkemesi Tarihi : 31.05.2013No : 2010/273-2013/406Davacı, iş kazası sonucu sürekli işgöremezlik durumuna giren sigortalıya bağlanan gelir ile diğer ödemelerin, 506 sayılı Yasanın 26. maddesi uyarınca tazminine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, ilamında belirtildiği üzere davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, taraflar avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı Kurumun avukatınr temyiz itirazlarının reddi gerekir.2-Davalı avukatının temyiz itirazlarının incelenmesi üzerine;Davada husumetin Çevre ve Orman Bakanlığı yerine tüzel kişiliği bulunmayan İl Müdürlüğüne yöneltilmiş bulunması, temsilcide yanılma olup, davanın hazine vekilince takip edilmiş olması karşısında bozma sebebi yapılmamıştır.3-506 Sayılı Kanunun 26. maddesinden doğan rücu hakkının, “halefiyete” değil, “kanundan doğan basit rücu hakkına” dayanmasına, Kurumun rücu alacağının, ilk peşin değerin kusura tekabül eden miktarıyla sınırlı bulunmasına ve tazminat hesabının bu şekilde yapılması gerekmektedir. Ne var ki; Kurumun, sigortalı veya hak sahiplerine bağladığı ilk peşin sermaye değerli gelirden fazlasını isteme hakkı bulunmadığı gibi, bağlanan gelirin kesildiği veya kesilmesi gereğinin, yargılama sürecinde ortaya çıktığı durumlarda, Kurumun ödemediği veya ödemeyecek olduğu gelir kesimini rücuan isteyemeyeceği yönünün, tazmine yönelik davada gözetilmesi gereken genel ilkeler arasında bulunmaktadır.506 sayılı Kanunun 92. maddesinin, “Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları ile iş kazalarıyla meslek hastalıkları sigortasından hak kazanılan aylık ve gelirler birleşirse, sigortalıya veya hak sahibine bu aylık ve gelirlerden yüksek olanın tümü, eksik olanın da yarısı bağlanır. Bu aylık ve gelirler eşitse, iş kazalarıyla meslek hastalıkları sigortasından bağlanan gelirin tümü, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarından bağlanan aylığın da yarısı verilir.” düzenlemesini içermekte olup, dosyadaki bilgi ve belgelerden sigortalıya yaşlılık aylığı ölüm aylığı bağlandığının anlaşılması halinde, davalının tazminle sorumlu olduğu ilk peşin sermaye değerli gelir miktarının tespitinde de, anılan indirimin gözetilmesi zorunluluğu bulunmaktadır.Sigortalıya 04.7.2006 tarihli iş kazası sonucu bağlanan gelirin 92. madde uygulanması sebebiyle indirilip indirilmediği hususunda tereddüt oluşmakla; dava konusu edilen gelirin, 506 sayılı Yasanın 92. maddesi uyarınca indirildiğinin anlaşılması halinde; davalının tazminle sorumlu olduğu ilk peşin sermaye değerli gelir miktarını; gelirin başladığı tarih itibariyle 506 sayılı Yasanın 92. Maddesi uyarınca indirilmiş hali üzerinden hesaplanan ilk peşin sermaye değerli gelir miktarına, indirme tarihine kadar yapılan fark fiili ödeme miktarının da eklenmesi suretiyle belirlenmelidir.Yapılacak değerlendirme sonunda hüküm tesis edilirken, davalı tarafın gerçekte ilgili Bakanlık olup, genel bütçeden pay alan bu davalının harçtan muaf olduğunun gözetilmelidir. Mahkemece yukarıda belirtilen fiili ve hukuki durumlar dikkate alınmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O hâlde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 08.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.