Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8021 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 22239 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi : Ankara 5. İş Mahkemesi Tarihi : 23.09.2013No : 2013/907-2013/1215Davacı, Hollanda ülkesinde çalışmağa başladığı 01.01.1994 tarihinin Türkiye’de sigorta başlangıcı olarak tespitini istemiştir.Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. A- Türkiye Cumhuriyeti ile Hollanda Devleti arasındaki Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin 29’uncu maddesi hükmü gereğince, Hollanda ülkesinde çalışmağa başlanılan 01.01.1994 tarihinin, Türkiye’de sigorta başlangıcı olarak tespiti istemine ilişkin olan davada; Mahkemece, istem gibi davanın kabulüne karar verilmiştir.Anılan sözleşmenin 29’uncu maddesine uygun şekilde, yurtdışı çalışmalarını gösterir tercümeli Hollanda sigorta mercii hizmet cetveli celbedilmeksizin sigorta başlangıcına ilişkin mahkeme kabulü, eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır.Her ne kadar, T.C Lahey Büyükelçiliği Çalışma ve Sosyal Güvenlik müşavirliği yazısıyla, davacının 01.01.1994 – 31.12.2012 tarihleri arası dönemde Hollanda da çalıştığı işyerleri ve dönemi gösterilmiş ise de, anılan belgenin, davac??nın Müşarvirliğe ibraz ettiği belgeler üzerine düzenlenmiş olması, Hollanda sigorta Merciine ait bulunmaması ve Hollanda yaşlılık sigorta rejimi bilgilerini içermemesi karşısında hükme esas alınamaz. Türkiye Cumhuriyeti ile Hollanda arasında imzalanan Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin, konuya ilişkin 29’uncu maddesi hükmü, Malullük,Yaşlılık ve Ölüm sigortaları hakkındaki Türk mevzuatının uygulanmasında, sigortalı, Türkiye’de yaşlılık sigortasına tabi işe girmeden önce, Hollanda’da bir yaşlılık sigortasına tabi olmuşsa, bahis konusu Hollanda rejimine tabi olduğu ilk günün, Türk mevzuatına göre yaşlılık sigortasına tabi işe ilk defa girdiği gün olarak kabul edileceğini öngörmüştür. Uyuşmazlık tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 17.04.2008 tarihli 5754 sayılı Yasanın 79’uncu maddesiyle değişik 3201 sayılı Yasının 3’üncü maddesi “Bu Kanunun 1 inci maddesinde belirtilenler ile yurt dışında çalışmakta iken veya yurda kesin dönüş yaptıktan sonra ölenlerin Türk vatandaşı olan hak sahipleri sigortalının Türkiye’de hiçbir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi çalışması yoksa Sosyal Güvenlik Kurumuna, Türkiye’de çalışması varsa en son tabi olduğu sosyal güvenlik kuruluşuna müracaat etmek suretiyle bu Kanunla getirilen haklardan yararlanırlar.B - Sosyal güvenlik sözleşmeleri uygulanmak suretiyle kendilerine veya hak sahiplerine kısmi aylık bağlanmış olanların borçlanma işlemleri aylık aldıkları sosyal güvenlik kuruluşunca yapılır.”hükmünü içerirken; Yine, aynı Yasayla 3201 sayılı Yasanın 5’inci maddesine, 4’üncü fıkra hükmü olarak eklenen ek fıkra ile de; “Yurtdışı hizmet borçlanmasına ait süreler 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa göre hangi sigortalılık haline göre geçmiş sayılacağının belirlenmesinde; Türkiye’de sigortalılıkları varsa borçlanma talep tarihindeki en son sigortalıl??k haline göre, sigortalılıkları yoksa, aynı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında geçmiş sigortalılık süresi olarak kabul edilir.” Hükmü getirilmiştir. Anılan 5754 sayılı Yasa ile, 3201 sayılı Yasada yapılan değişiklikler ve getirilen ek düzenlemelere birlikte bakıldığında; başvurulacak kuruluşların belirlenmesinde, eski 3’üncü maddede öngörülen değişik hallerden tümüyle vazgeçilmiş ve sadece; Türkiye’de sigortalılıkları varsa, borçlanma talep tarihindeki en son sigortalılık haline göre, sigortalılıkları yoksa, aynı Kanunun 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında geçmiş sigortalılık süresi olarak değerlendirileceği öngörülmüştür. Yasanın bu açık hükmü karşısında, artık borçlanılan sürelerin, mülga diğer sosyal güvenlik kanunları kapsamında, bir sigortalılık süresi olarak değerlendirilmesi imkanı ortadan kalkmıştır. Yani, Türkiye’de hiçbir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi çalışması bulunmayan kişilerin, 3201 sayılı Yasaya dayalı borçlanma sürelerinin 5510 sayılı Yasanın 4/1-b kapsamında sigortalılık süresi olarak değerlendirilmesi, yasal bir zorunluluk haline gelmiştir. Şu halde, yapılması gereken iş; yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, öncelikle, davacıya ait Hollanda yaşlılık sigorta rejimine tabi sigortalılık sürelerini gösterir Hollanda Sigorta Mercii hizmet cetvelleri gibi, ilgili kayıt ve belgeler davalı Kurum’dan usulünce celbedilip, gerekirse, tercümesi de yaptırılarak, Hollanda yaşlılık sigortası rejimine ilk tabi olunan tarih usulünce belirlenmeli, davacının yurtdışı borçlanma talebinden önce Türkiye'de sigortalılık tescil kaydı olup olmadığı araştırılarak, borçlanma işleminin 5510 sayılı Yasanın 4/1-b maddesi kapsamında kabul edilip edilmeyeceği irdelenmeli, sigorta başlangıcına ilişkin davacı istemi bu çerçevede yeniden değerlendirilerek, varılacak sonuca göre bir karar verilmelidir.Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın, eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 07.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.