Mahkemesi :Ankara 5. İş MahkemesiTarihi :19.07.2013No :2013/282-2013/1051Dava, Alman R. Sigortasına giriş tarihinin, Türkiye’de sigorta başlangıcı olarak belirlenmesi gerektiğinin, tahsis başvurusunu takip eden aybaşından itibaren yaşlılık aylığına hak kazanıldığının tespiti istemlerine ilişkindir.Mahkeme, ilamında belirttiği şekilde davanın kabulüne karar vermiştir..Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1 – Somut olayda; davacı Alman R. Sigortasına giriş tarihi olan 14.03.1968 tarihini Türkiye’de sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabulünün gerektiğinin ve tahsis talebini takip eden aybaşından geçerli olmak üzere yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitini istemiştir. Mahkemece, davacının ilk sigorta başlangıcının 14.03.1968 olduğunun ve 20.04.2012 tahsis talep tarihinde yaşlılık aylığı bağlanma şartlarını sağlanmış olduğundan davacıya tahsis talep tarihini takip eden aybaşı olan 01.05.2012 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine dair hüküm kurulmuştur. Davacının, nüfus kaydında düşünceler kısmında, davacının Fethiye nüfus müdülüğünün 30.10.1996 tarihinde doğum tarihinin düzeltildiği, kayıt düzeltme ile 1996 yılında, doğum tarihi iken 14.03.1950 olduğu, belirtildiği, mahkemece, davacının 14.03.1950 doğum tarihine göre, 18 yaşını ikmal ettiği 14.03.1968 tarihi esas alınarak sigortalılık başlangıcına dair hüküm kurması, eksik inceleme ve hatalı değerlendirmeye dayalıdır. 06.07.2004 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 5198 sayılı Yasanın 16. maddesi ile 506 sayılı Yasanın 120. maddesine 3. fıkra olarak eklenen “ İş kazalarıyla meslek hastalıkları, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortasından gelir ve aylık tahsisleri ile sermaye değerinin hesabında, iş kazasının olduğu veya meslek hastalığının hekim raporuyla ilk defa tespit edildiği veya sigortalıların yürürlükten kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı kanunlara veya 506 sayılı Kanun ile diğer sosyal güvenlik kurumlarına tâbi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihten sonraki yaş tashihleri dikkate alınmaz.” hükmü yer almaktadır. 506 sayılı Yasanın Geçici 54. maddesi, “01/04/1981 tarihinden önce malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tescil edilmiş olanlar hakkında 60 ıncı maddenin (G) fıkrası hükmü uygulanmaz.”hükmü düzenlenmiştir. 17.04.2008 tarih ve 5754 sayılı Yasanın 79. maddesi ile değişik 3201 sayılı Yasanın 1. maddesinde, “Türk vatandaşlarının yurt dışında 18 yaşını doldurduktan sonra, Türk vatandaşı iken geçen ve belgelendirilen sigortalılık süreleri ve bu süreleri arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar olan işsizlik süreleri ile yurt dışında ev kadını olarak geçen süreleri, bu Kanunda belirtilen sosyal güvenlik kuruluşlarına prim ödenmemiş olması ve istekleri halinde, bu Kanun hükümlerine göre sosyal güvenlikleri bakımından değerlendirilir” şeklinde düzenlenmiştir. Yukarıdaki açıklamalar ışığında; 506 sayılı Yasanın 120/3. maddesinin, somut olaya uygulandığında, davacının nüfus kaydında belirtilen kayıt düzeltme nedeni, idari tasarrufa, ya da, mahkeme kararına dayanıp dayanmadığı, mahkeme kararına dayanması halinde, kesinleşme tarihi, düzeltilen doğum tarihinin hangi tarih olduğu araştırılmaksızın, kabul edilen sigortalılık başlangıç tarihinden sonraki bir tarihte davacının yaş tashihi yaptığı belirlenmesi halinde, yaş tashihinden önceki doğum tarihine göre davacının 18 yaşını ikmal ettiği tarihe göre sigortalılık başlangıç tarihinin ve tahsis şartlarının irdelenmesi gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.. 2 - Mahkemenin sigortalılık başlangıç tarihini 14.03.1968 tarihi olarak kabulüne göre ise; yurtdışında çalışan Türk vatandaşlarının yurtdışında geçen hizmetlerinin borçlandırılarak, ülkemiz sosyal güvenlik mevzuatında malullük, yaşlılık ve ölüm hallerinde Türkiye’de geçmiş hizmet gibi değerlendirilmesini sağlamak amacıyla kabul edilen 3201 sayılı Kanun hükümleri uyarınca borçlandırılan sürelere dayalı olarak hangi şartlarda aylık bağlanacağı anılan Kanunun 6. maddesinde belirlenmiştir. Tahsis yapılabilmesi için aranan koşullardan birisi, yurda kesin dönülmüş olmasıdır. Şu halde, yapılması gereken iş; davacının borçlanma işleminin geçerliliğine karşın, aylık bağlanabilmesi için 6. maddenin aradığı kesin dönüş koşulunun bu anlamda özellikle yurtdışı sigorta merciine ait son tarihli tercümeli hizmet cetveli celbedilerek usulünce araştırılmalı, varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde karar tesisi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek, eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 07.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.