Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi Dava, Kurum işlemi ve idari para cezasının iptali istemine ilişkindir.Mahkeme, ilamında belirtilen gerekçelerle , ...'in davacı şirket nezdindeki 29/05/2012 tarihli sigortalı hizmetinin tespitine ilişkin Kurum işleminin iptaline ve bundan dolayı uygulanan idari para cezası yönünden, davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle dava şartı yokluğu nedeniyle reddine dair hüküm tesis edilmiştir.Hükmün, taraflar avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.1- Davacı şirket yetkilisinin kızı olan ...’in 29/05/2012 tarihinde işyerine annesini ziyarete geldiği esnada Kurum tarafından gönderilen bir tebligatı “ işyeri daimi çalışanı” sıfatıyla tebellüğ ettiği, bunun üzerine Kurum tarafından dava dışı ...’in 29.05.2012 tarihi itibariyle resen tescilinin yapılarak şirket hakkında prim ve idari para cezası tahakkuk ettirildiği eldeki davada, davacı şirket, Kurum’un yaptığı bu işlem ile idari para cezasının iptalini istemiştir. Mahkemece, yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş olup Kurum işleminin iptali yönündeki kabulü isabetlidir. 2-) İdari para cezalarına ilişkin karara gelince; Mahkemelerin görevi ve yargı yolu "yasa" ile belirlenmiş olup, kamu düzenine ilişkin olduğundan yargılamanın her safhasında mahkemece resen nazara alınır. (HMK 1. madde). İş Mahkemeleri, 5521 sayılı Kanun ile kurulmuş istisnai nitelikte özel mahkemeler olup, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 106’ncı maddesi ile mülga 506 sayılı Kanunun 134’üncü maddesinde ve 1479 sayılı Bağ-Kur Yasasının 70. maddesinde, bu Kanun uygulamasından doğan uyuşmazlıkların yetkili iş mahkemelerinde görüleceği, 5510 sayılı Kanun’un 101’inci maddesinde de, aksine hüküm bulunmayan hallerde, 5510 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceği düzenlenmiştir.5510 sayılı Kanunun "Kurumca verilecek idarî para cezaları" başlıklı 102. maddesi, “İdarî para cezaları ilgiliye tebliğ ile tahakkuk eder. Tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde Kuruma ya da Kurumun ilgili hesaplarına yatırılır veya aynı süre içinde Kuruma itiraz edilebilir. İtiraz takibi durdurur. Kurumca itirazı reddedilenler, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde yetkili idare mahkemesine başvurabilirler. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde, idari para cezası kesinleşir” hükmünü amirdir.Bu yasal düzenlemeler gereğince, idari para cezasının iptali için idare mahkemesine başvurulması gerekmekte olup, bu konuda iş mahkemesinin görevli olmadığı gözetilerek, idari para cezasının iptali istemine ilişkin olarak yargı yolu yanlışlığı nedeniyle davanın HMK’nun 114–115. maddeleri gereğince usulden reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsiz bulunmuştur.O halde, davacı ve davalı Kurum avukatlarının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 19.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.