Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 647 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 23951 - Esas Yıl 2012





....Dava, 2926 sayılı Kanun ile 5510 sayılı Kanun'un 4,b/4. maddesi kapsamında ..... sigortalılığının tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece, Dairemizin 03.4.2012 gün ve..... sayılı bozma ilamı üzerine, ilamda belirtildiği şekilde, davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına, karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.Eldeki dava dosyasına konu somut olayda, Mahkemece dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilebilmesi için, uyuşmazlık konusu çekişmenin ortadan kalkması, başka bir anlatımla; her iki tarafın da davanın esası hakkında karar verilmesinde hukuki yararının kalmamış olması gerekir. Mahkemece yapılacak iş; öncelikle dava konusu uyuşmazlığın Kurumca karşılanıp karşılanmadığı Kurumdan sorularak alınacak cevabın ve varsa buna göre tescil ve tespitine karar verilen sürenin niteliğine göre davaya devam edip etmeyeceği hususunda davacıya önel verilerek, ihtilaf konusu olan bu döneme yönelik yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde araştırma yapılarak, sonucuna göre karar vermektir. Yapılacak derlendirmede, 01.5.1995 tarihinden itibaren sigortalı olarak tescil edilen davacının, 5 yılı aşan prim borcu bulunması nedeni ile 5510 sayılı Yasanın Geçici 17. Maddesinin “Kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlarla tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan, 1479 ve 2926 sayılı kanunlara göre tescilleri yapıldığı halde, bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla beş yılı aşan süreye ilişkin prim borcu bulunanların, bu sürelere ilişkin prim borçlarını, prim borçlarının ödenmesine ilişkin Kurumca çıkarılacak genel tebliğin yayımı tarihini takip eden aybaşından itibaren 6 ay içerisinde ödememeleri halinde, prim ödemesi bulunan sigortalıların daha önce ödedikleri primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibarıyla, prim ödemesi bulunmayan sigortalıların ise tescil tarihi itibarıyla sigortalılığı durdurulur. …” hükmü gereğince 31.05.1995 tarihi itibariyle./..-2- sigortalılığının durdurulduğu, 01.05.2008 tarihinden itibaren yeniden başlatıldığı anlaşılmakla; Mahkemece öncelikle, anılan maddenin “…Ancak, sigortalı ya da hak sahipleri daha sonra müracaatları tarihindeki 80 inci maddenin ikinci fıkrasına göre belirlenecek prime esas kazanç tutarı üzerinden hesaplanacak borç tutarının tamamını, borcun tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde ödedikleri takdirde, bu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilir. …” hükmü gereği, davacının Kurumca kabul edilen ancak durdurulan sigortalılık süreleri Kurumdan sorularak belirlenmeli, talebe göre Kurumca kabul edilmeyen dönem tespit edilmeli, ihtilaf konusu olan bu döneme yönelik , yukarıda belirtilen ve mahkemece uyulmasına karar verilen bozma ilamımız doğrultusundaki ilkeler çerçevesinde, araştırma yapılarak yapılacak değerlendirme sonucuna göre karar verilmelidir.Bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 21.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.