Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 628 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 18650 - Esas Yıl 2016
Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, davacıların murisinin yaşlılık aylığının iptaline yönelik Kurum işleminin iptali ile ödenmeyen aylıklarının faizi ile tahsili istemine ilişkindir.Mahkemece, bozma ilamına uyularak, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, tarafların vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.1-Mahkemece, dava aşamasında davacının ölümü sonucu dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilebilmesi için, uyuşmazlığın konusunun sadece ölen davacıyı ilgilendiren, ölüm ile mirasçılara geçmeyen haklara ilişkin olması gerektiği, malvarlığına ilişkin olup mirasçılara geçen haklara ilişkin davada davacının ölümü halinde davacının mirasçılarının davayı mecburi dava arkadaşı olarak takip etmelerinin mümkün olduğu gözetilerek, davacının malvarlığını ilgilendiren yaşlılık aylığının iptaline yönelik Kurum işleminin iptali istemli eldeki davada, davacının ölümü ile davanın konusuz kalmadığının gözetilmemesi; 2-Davanın yasal dayanağı 1479 sayılı Yasanın mülga 35 ve geçici 10. maddeleridir. 10.03.1952 doğumlu olan davacıların murisine, anılan yasal düzenlemeler çerçevesinde Kurumca 01.04.2003 tarihinden itibaren 9004 gün primi ödenmiş sigortalılık süresi üzerinden yaşlılık aylığı bağlandığı, 43 adet prim ödemesinin, yapılan denetim sonucu gerçeğe aykırı olarak, bilgisayar programı sayesinde ödenmiş gibi Kurum kayıtlarına işlendiğinin belirlenmesi nedeni ile bağlanan aylığın başlangıçtan itibaren iptal edildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, öncelikle davacılardan, Kurumun gerçek olmadığını iddia ettiği primlere yönelik ödeme makbuzlarının bulunup bulunmadığı sorulmalı, ibraz edilememesi halinde, hayali prim ödemelerinin kapsadığı dönem haricinde, 7786 gün primi ödenmiş sigortalılık süresi bulunan davacıların murisinin 1479 sayılı Yasanın Geçici 10. ./..maddesinin 3. fıkrasının (b) bendi gereği yaşlılık aylığı tahsisi için 15 yıl ve 57 yaş şartına tabi olduğu ve bu kapsamda 10.03.2009 tarihinde anılan şartları taşıdığı ve prim borcunun ödendiği tarih öncesi davacıların murisi yönünden tahsis şartlarının oluşmadığı, bu halde prim borcunun ödendiği 12.08.2008 tarihini takip eden aybaşı olan 01.09.2008 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı tahsisi gerektiği gözetilmeksizin, davacıların murisine 01.04.2008 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı tahsisine karar verilmesi ve 01.04.2003 tarihinden itibaren yersiz ödenen aylıklar nedeni ile davacıların murisinin borcunun bulunmadığının tespitine karar verilmesi;3-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 26. maddesinin 1. fıkrasında “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” hükmüne yer verilmiştir. Eldeki davada, davacıların vekili tarafından, açıkça, harcı yatırarak ölüm aylığı talebinde bulunmadığının anlaşılması karşısında, mahkemece, anılan yasal düzenlemelerin amir hükümlerine aykırı olarak, talep aşılarak, davacılara ölüm aylığı tahsisine karar verilmesi;4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde, hükümde tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerinin gösterilmesinin gerektiği hüküm altına alınmıştır. Mahkemece, anılan yasal düzenlemenin amir hükmüne aykırı olarak, yargılama aşamasında ölen davacının tüm mirasçılarının karar başlığında davacı sıfatı ile ismine yer verilmemesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O hâlde, tarafların vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacılara iadesine, 06.02.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.