Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 582 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 25710 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1-Davalı işverene ait işyerinde 07.11.2005-16.03.2009 tarihleri arasında 2750 TL net ücretle hizmet akdine tabi olarak geçen ve davalı Kuruma bildirilmeyen çalışma sürelerinin tespitine ilişkin davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79/10. ve 5510 sayılı Kanunun 86/9. maddesi olup anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip gerek görüldüğünde kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği açıktır. İnceleme konusu davada, istem davacının talebine göre kısmen hüküm altına alınarak davacının 07.11.2005-16.03.2009 tarihleri arasında günün asgari ücreti ile çalıştığına ve bu sürelerin kuruma bildirilmediğinin tespitine karar verilmiş ise de, dosyada yer alan bilgi ve belgeler karar vermeye elverişli görünmemektedir. Bu bakımdan; davacı davalı işyerinde departman müdürü olarak çalıştığını belirttiğine göre, dava konusu döneme ilişkin ve davacının iştigal ettiği alanla ilgili işyeri defter ve kayıtları getirtilmeli, davacıyla ilgili varsa tüm belge ve kayıtlar işverenden istenilmeli, aynı çevrede faaliyet yürüten ve ayrıca davalı işverenin işi sırasında irtibatlı olduğu işverenler ve çalışanlar yöntemince saptanarak tanık sıfatıyla dinlenilmeli, işyerinin ve davacının yaptığı işin nitelik itibarıyla mevsimlik olup olmadığı, çalışmanın tam gün üzerinden gerçekleşip gerçekleşmediği ortaya konulmalı, belirdiği takdirde tanık anlatımları arasındaki çelişkiler giderilmeli, toplanan tüm kanıtlar değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır. 2-Davalı işveren tarafından davacının çalışması ile ilgili 10.03.2008-16.03.2009 tarihleri arası dönemde Kuruma bildirim yapılmış olup, bu dönem arasında asgari ücret üzerinden prime esas kazanç gösterilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 1. maddesinin 2. fıkrası uyarınca 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 288. maddesinin “Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri dörtyüz milyon lirayı geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma (ibra) gibi herhangi bir sebeple dörtyüz milyon liradan aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz.” hükmünü, anılan yasanın 289. maddesinin ise “288'inci madde uyarınca senetle ıspatı gereken hususlarda yukardaki hükümler hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakatı halinde tanık dinlenebilir.” hükmünü içermekte olup 5236 sayılı Yasanın 19. maddesi ile Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa eklenen ek 4. maddeye göre söz konusu parasal sınır 2008 yılı için 490,00 TL, 2009 yılı için 540, 00 TL olarak belirlenmiştir. Somut olayda; mahkemece, tarafları aynı ve bu hizmet sürelerine ilişkin açılan işçilik alacağı dosyasındaki karar ve tanık beyanları doğrultusunda hükme gidildiği ve davacının 2008/9-10-11-12. aylar ile 2009/1-2-3. aylarda 2.750 TL net ücretle çalıştığına karar verildiği görülmüştür. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2012/10-1617, 2013/850 kararına göre; "Yerel mahkemece, işveren tarafından bankaya yazılan 05.05.2005 tarihli yazı ve tanık anlatımları esas alınarak karar verilmiş ise de; davacının gerçek ücreti ile ilgili söz konusu belgenin doğruluğunu destekler başkaca işyeri kayıt ve belgeleri araştırılıp gerçek ücretinin tespiti konusunda yöntemince araştırma yapılmadan davacının aylık ücretinin net 1.500,00 TL olduğuna dair verdiği karar doğru değildir." denilmektedir. Bu hususlar doğrultusunda, davacının gerçek ücretinin, salt işçilik alacaklarına ilişkin karar ve tanık beyanları dayanak kılınarak kabule konu çalışmanın asgari ücretin üzerinde olduğu ve buna göre prime esas kazançlarının belirlenmesi suretiyle, tespitine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüştür.3- Öte yandan, davacı talebi dikkate alındığında, asgari ücret üzerinden prime esas kazançla çalıştığı kabul edilen 07.11.2005-10.03.2008 tarihleri arasındaki süre yönünden kısmen kabule karar verilmemesi, istem kısmen hüküm altına alınmış olmasına rağmen, reddedilen kısım yönünden vekille temsil edilen davalı lehine vekalet ücretine, kabul ve ret oranına göre yargılama giderine hükmedilmemesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.. Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 16.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.