Mahkemesi : İstanbul Anadolu 15. İş Mahkemesi Tarihi : 20.03.2013No : 2013/845-2013/103 Dava, itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.Hükmün, davalı Şirket vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Dava, 03.04.2008 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu geçici iş göremezlik durumuna giren sigortalıya yapılan geçici iş göremezlik ödemesi ve tedavi giderleri olan 13.778,00 TL ile, bunun takip tarihe kadar işlemiş olan 3.800,69 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 17.578,68 TL sosyal sigorta yardımının tahsili amacıyla başlatılan icra takibinde, itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı istemine ilişkin olup, davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 26.maddesidir. Mahkemece, iş kazasının meydana gelmesinde davalı işveren kusuru yönünden bir inceleme, değerlendirme ve araştırma yapılmaksızın, ayrıca bir faiz hesap raporu da alınmaksızın, istem gibi davanın kabulüne karar verilmiştir.Mahkemenin hükmü eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır. Bu tür rücu davaları kusur sorumluluğu esasına dayanmaktadır.Kusur durumunu saptanırken, işçi sağlığı ve iş güvenliği mevzuatına göre hangi önlemlerin alınması gerektiği, bu önlemlerin işverence gereği gibi alınıp alınmadığı, alınmış önlemlere sigortalı işçinin uyup uymadığının denetlenip denetlemediği,karşı karşıya bulunulan mesleki riskler,alınması gereken tedbirler, yasal hak ve sorumluluklar konusunda sigortalıya gerekli eğitim ve bilgilendirmenin yapılıp yapılmadığının 4857 sayılı Kanunun 77. maddesi hükmü doğrultusunda raporda tartışılması gerekir. İşverenin tamamen kusursuz kabul edilebilmesi için ise, anılan madde gereğince işyerindeki işçilerin sağlığı ve iş güvenliğini sağlamaya yönelik her türlü tedbiri almak, uygun çalışma ortamını hazırlamak, araçları noksansız bulundurmak, işçileri ve işgüvenliği tedbirlerini etkin bir biçimde denetlemek, uygulanırlığını gözetlemek ve bütün yükümlülüklerini özenle yerine getirmesi gerekir.Kusurun belirlenmesinde mahkemece, öncelikle zararlandırıcı sigorta olayının ne şekilde oluştuğu, varsa ilgili ceza dosyası veya sigortalı tarafından işverene karşı açılmış tazminat dosyaları celbedilip, dosya içeriğindeki tüm deliller birlikte takdir olunarak ve varsa çelişkiler de giderilerek belirlenmeli; kabul edilen maddi olgular doğrultusunda, tarafların kusur oran ve aidiyetleri, işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda uzman bilirkişilerden alınacak bilirkişi raporu uyarınca saptanmalıdır. Şu halde, yapılması gereken iş; yukarıdaki ilkeler çerçevesinde dava konusu iş kazasında, iş kazasının gerçekleştiği iş kolu ile, işçi sağlığı ve iş güvenliği alanında uzman kişilerden seçilecek bilirkişi kurulundan, kusur oran ve aidiyetleri yönünden yapılacak kusur incelemesi ile davalı işveren kusuru belirlenmeli, belirlenecek bu kusur gözetilmek suretiyle alınacak faiz hesap raporu sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, kusur incelemesi ve faiz hesap raporu alınmaksızın sonuca varılması isabetli görülmemiştir. Mahkemece, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki esaslar gözetilmeksizin eksik araştırma, inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı biçimde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O hâlde, davalı Şirket vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 13.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.