Mahkemesi :İş Mahkemesi Davacı, 01.07.2005-16.01.2012 tarihleri arasında davalı nezdinde aralıksız çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, yapılan yargılamada davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Eldeki davada, Mahkemece, talebe konu dönem boyunca resen çalışan bordrolu tanık dinlenmediği, tanıkların hizmet döküm cetvellerinin celp edilerek beyanlarının denetlenmediği, davacının, davalıya ait işyerinde sürekli mi çalıştığı net olarak belirlenmediği, davacının çalışma süresi saptanmadan, eksik inceleme sonucunda karar verildiği anlaşılmaktadır.5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun Geçici 7. maddesi uyarınca davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesidir. Anılan Kanunun 6. maddesinde ifade edildiği üzere, “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez.” Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkin olduğundan, özel bir duyarlıl??k ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde resen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır. Dosya kapsamından, işyerinin 1.1.1992 tarihinde vergi kaydının yapıldığı, 25.10.2005 tarihinde kapsama alındığı, 1.6.2013 tarihinde kapsamdan çıktığı dikate alınarak, Mahkemece, özellikle davalı işyeri ile husumeti bulunmayan, davalı işyerinde davacının çalışmalarını bilebilecek talebe konu tüm dönemi kapsar şekilde resen tespit edilecek bordro tanıkları dinlenilmeli, dinlenen bordro tanıklarının hizmet döküm cetveleri celp edilerek beyanları denetlenmeli, aynı şekilde talebe konu bordro tanığının bulunmadığı dönemler yönünden, aynı yörede komşu veya benzeri işleri yapan başka işverenler ve bu işverenlerin çalıştırdığı bordrolara geçmiş kişiler re’sen saptanarak bilgi ve görgülerine başvurulmalı; bozmadan önce dinlenen tanıklar ile bozmadan sonra dinlenecek tanık beyanları arasında çelişki olursa giderilmeli, işçilik alacak dosyası ve varsa emsal kesinleşen dosyalarda gözetilerek böylece bu konuda gerekli tüm soruşturma yapılarak uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.Mahkemenin, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda araştırma yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 26.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.