Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5339 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 16826 - Esas Yıl 2006





Davacı, murisi Şahinin askerlik borçlanma talebini takip eden aybaşı olan 01.03.2005 tarihinden itibaren, mümkün görülmediği takdirde askerlik borçlanmasını takip eden aybaşından itibaren ölüm aylığı almaya hak kazandığının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar vermiştir.Hükmün, taraflar avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.Dava dilekçesinin istem sonucu bölümünde "davacının 14.02.2005 tarihli askerlik borçlanma talebini takip eden aybaşı olan 01.03.2005 tarihinden itibaren, mümkün görülmediği takdirde askerlik borçlanmasını yatırdığı tarihi takip eden aybaşından itibaren davacının ölüm aylığı almaya hak kazandığının tespiti" istenmektedir. Bu ifadeden davacının ölüm aylığı tahsisi konusunda iki ayrı talepte bulunduğu, önce 01.03.2005 tarihinden itibaren aylık bağlanmasını istediği, bu mümkün görülmediği takdirde ise yardımcı talep olarak askerlik borçlanmasına imkan tanınmasını ve borçlanma bedelini yatırdığı tarihi takip eden aybaşından itibaren aylık bağlanmasına karar verilmesini talep ettiği anlaşılmaktadır. Bu yönüyle dava terditli nitelikte bir eda davasıdır.Hal böyle olunca, mahkemenin her bir talep yönünden sırasıyla ayrı ayrı inceleme yapması gerekirken, askerlik borçlanma bedelinin ödenmediğinden bahisle geçerli prim ödeme gün sayısı bulunmayan davacının davasının tümden reddine karar verilmesi isabetsiz bulunmuştur.Mahkemenin, askerlik borçlanma bedelinin ödenmediği yönündeki kabulü yerinde olduğundan, buna dayalı olarak 01.03.2005 tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlanmasına dair talebin reddine karar vermesi isabetli ise de, borçlanmanın yatırıldığı tarihi takip eden aybaşı itibariyle aylık bağlanma hakkındaki istek askerlik borçlanması talebini de içerdiğinden öncelikle, 506 sayılı Kanun'un 60/F maddesi uyarınca davacının ileri sürdüğü askerlik borçlanma talebinin yerinde olup olmadığı irdelenmelidir.506 sayılı Kanun'un 60/F maddesi hak sahiplerine de askerlik borçlanması imkanı tanıdığından, dava dilekçesindeki talep dikkate alınarak, davacıya mehil verilmesi ve borçlanma bedelinin ödenmesi halinde bunun geçerliliğine, ayrıca, tahsis talebi yönünden askerlik borçlanma süresi ile beraber toplam sigortalılık süresi gözetilerek 66. maddede yazılı şartların gerçekleşip gerçekleşmediği tartışılmalı ve varılacak sonuca göre karar verilmelidir.Mahkemenin yukarıda yazılı esaslara göre yargılama yaparak hüküm kurması gerekirken, yazılı şekilde karar vermiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 05.04.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.