Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 5217 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 13720 - Esas Yıl 2015
Mahkemesi :İş MahkemesiDava, Kurum işlemlerinin iptali istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.1-) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.2-) 1992 yılında yaşamını yitiren eşi üzerinden 506 sayılı Kanun hükümleri gereğince kendisine ölüm aylığı bağlanan davacı hak sahibinin, bu kez 1975 yılında ölen 1479 sayılı Kanuna tabi sigortalı babası üzerinden de ölüm aylığı tahsis edilmesi için davalı Kuruma başvurmasıyla 01.02.2008 tarihi itibarıyla aylığın bağlandığı, 2014 yılının Eylül ayında yeniden değerlendirme yapan Kurumca baba üzerinden bağlanan ölüm aylığı iptal edilerek yersiz ödendiği ileri sürülen aylıklar yönünden borç tahakkuk ettirildiği anlaşılmakta olup istem, Kurum işleminin iptali, kesildiği tarih itibarıyla aylığın yeniden bağlanması gerektiğinin ve yersiz ödendiği ileri sürülen aylıklar nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine yöneliktir.Davanın yasal dayanaklarından olan 5510 sayılı Kanunun 96. maddesinin 1. fıkrasında, “Kurumca işverenlere, sigortalılara, isteğe bağlı sigortalılara gelir veya aylık almakta olanlara ve bunların hak sahiplerine, genel sağlık sigortalılarına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere, fazla veya yersiz olarak yapıldığı tespit edilen bu Kanun kapsamındaki her türlü ödemeler;./..a) Kasıtlı veya kusurlu davranışlarından doğmuşsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla on yıllık sürede yapılan ödemeler, bu ödemelerin yapıldığı tarihlerden,b) Kurumun hatalı işlemlerinden kaynaklanmışsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla beş yıllık sürede yapılan ödemeler toplamı, ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren yirmi dört ay içinde yapılacak ödemelerde faizsiz, yirmi dört aylık sürenin dolduğu tarihten sonra yapılacak ödemelerde ise bu süre sonundan, itibaren hesaplanacak olan kanunî faizi ile birlikte, ilgililerin Kurumdan alacağı varsa bu alacaklarından mahsup edilir, alacakları yoksa genel hükümlere göre geri alınır.” hükmü öngörülmüştür.Davanın temel yasal dayanağı olan 1479 sayılı Kanunun 45/2-(c) ve 46/2. maddeleri karşısında, eşi üzerinden ölüm aylığı almakta olan davacıya ayrıca babası üzerinden de ölüm aylığı bağlanamayacağı, süreç içerisindeki yasal değişiklikler karşısında da çift aylığa hak kazanılamadığı, eş üzerinden bağlanan aylığın daha yüksek olduğu, koşulları gerçekleşmemesine karşın tahsis edilen aylığın iptalinin zorunlu bulunduğu belirgin olduğu gibi, kasıtlı veya kusurlu davranışı saptanamayan davacı hakkında değinilen 96. maddenin 1. fıkrasının (b) bendine göre uygulama yapılarak faizsiz olarak ve geriye dönük 5 yıllık süre için borç tahakkuk ettirilmesi gereği de açıktır.Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme sonucu, davacı hakkında Kurumca 96. maddenin 1. fıkrasının hangi bendinin uygulandığı açıklıkla belirlenip böylelikle Kurum işleminin borç tahakkuku yönünden yerinde olup olmadığı ortaya konulmaksızın davanın tümüyle reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının isteği durumunda davacıya geri verilmesine, 07.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.