Davacı; 1974-1991 yılları arasında Bulgaristan'da geçirdiği sürenin, davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı (devredilen Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığı) tarafından 3201 sayılı Kanun hükümlerine göre sosyal güvenliği bakımından değerlendirilerek borçlanma bedeli tahakkuk ettirilmesi gerektiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davanın reddi yönünde hüküm kurulmuştur. Hükmün, davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Davacı tarafından aynı istemi içeren, davalı Kuruma karşı açılan ve yargılaması Bursa (İkinci) İş Mahkemesinde yapılan 1410/114 numaralı davanın; borçlanılacak sürelerde Türk vatandaşı olmayan davacının söz konusu Kanun hükümlerine göre borçlanma hakkından yararlanamayacağı gerekçesiyle 16.01.2006 tarihinde reddedilip, anılan kararın temyiz denetimi üzerine Dairemizce 26.04.2006 günü onanarak kesinleşmesinden sonra bu kez inceleme konusu işbu ikinci davanın açıldığı anlaşılmakta olup, mahkemece, yürütülen yargılamada; tarafları, dava konusu ve dayanılan (dava) sebebi aynı olan davanın, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 237. maddesi hükmü gereğince kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmiştir. Davanın yasal dayanağı olan, Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında 3201 sayılı Kanun'un "Amaç ve kapsam" başlıklı, "Onsekiz yaşını doldurmuş Türk vatandaşlarının yurt dışında geçen ve belgelendirilen çalışma süreleri, bu çalışma süreleri arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar olan işsizlik süreleri ve yurt dışında ev kadını olarak geçen süreleri, 2. maddede belirtilen sosyal güvenlik kuruluşlarına prim, kesenek ve karşılık ödenmemiş olması ve istekleri halinde bu Kanun hükümlerine göre sosyal güvenlikleri bakımından değerlendirilir." hükmünü içeren 1. maddesi; 08.05.2008 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5754 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 79. maddesi ile "Türk vatandaşlarının yurt dışında onsekiz yaşını doldurduktan sonra, Türk vatandaşı iken geçen ve belgelendirilen sigortalılık süreleri ve bu süreleri arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar olan işsizlik süreleri ile yurt dışında ev kadını olarak geçen süreleri, bu Kanunda belirtilen sosyal güvenlik kuruluşlarına prim ödenmemiş olması ve istekleri halinde, bu Kanun hükümlerine göre sosyal güvenlikleri bakımından değerlendirilir." şeklinde değiştirilmiştir. Anlaşılacağı üzere, bu yasal düzenlemeye göre borçlanma hakkından yararlanabilmek, iki temel koşula bağlanmıştır. Bunlar; yurt dışında Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak öngörülen nitelikte süre geçirilmesi ve borçlanma başvurusu sırasında Türk vatandaşı olunmasıdır. Buna göre; göç veya diğer nedenlerle Türkiye'ye gelenler, Türk vatandaşı olmadıkları sürelerde yurt dışında geçen çalışmalarını borçlana-mayacakları gibi, ilgili yetkili makam kararıyla Türk vatandaşlığına alınma durumunda ise, bu olgu, geçmişe etkili bulunmadığından, yurt dışında, sadece Türk vatandaşlığının kazanıldığı günden sonraki süreler borçlanılarak değer-lendirilebilecektir. Ancak; yukarıda kısmen değinildiği gibi, 3201 sayılı Kanun üzerinde yasama tasarrufunda bulunan kanun koyucu tarafından 5754 sayılı Kanun kabul edilerek, anılan Kanun'un bazı maddelerinde değişiklik öngörülmüş ve inceleme konusu dava ile ilgili olarak, borçlanma hükmünden yararlanma kapsamı genişletilerek bir kısım kişilere de bu hak tanınmıştır. 5754 sayılı Kanun'un 79. maddesi ile 3201 sayılı Kanun'a eklenen geçici 6. maddesine göre; sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmamış ülkelerden 01.01.1989 tarihinden bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar zorunlu göçe tabi tutulmakla birlikte Türk vatandaşı olup Türkiye'de ikamet edenler, 2022 sayılı Kanun dahil olmak üzere sosyal güvenlik kuruluşlarından gelir veya aylık almamak koşulu ile yurt dışında geçen ve belgelendirilen çalışma sürelerini, bu Kanun'a göre borçlandırmak suretiyle yaşlılık aylığı bağlanmasında sosyal güvenlikleri bakımından değerlendirebileceklerdir. Böylelikle; "Türk vatandaşı" statüsünde olmayarak sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmamış herhangi bir ülkede yaşayıp 01.01.1989-08.05.2008 döneminde zorunlu göçe tabi tutulduktan sonra Türk vatandaşlığına geçenlere, bu düzenleme ve 3201 sayılı Kanun'un diğer hükümlerinde yazılı koşulların da yerine getirilmesiyle, o ülkede geçen süreleri borçlanma yoluyla değerlendirme olanağı sağlanmıştır. Önemle belirtilmelidir ki; sosyal güvenlik ile ilgili düzenlemeler kamusal nitelik arz ettiğinden, yargılama sürecinde yürürlüğe giren ve borçlanma olanağının kapsamını genişleten söz konusu hükmün, inceleme konusu davada gözetilerek doğrudan uygulanması zorunlu olduğu gibi, bu aşamada Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 237. maddesi anlamında kesin hükmün varlığından da söz edilemez. Bu bakımdan; konuyla ilgili diğer yasal mevzuat da dikkate alınmak suretiyle yöntemince inceleme ve araştırma yapılmalı, davacıya ait nüfus kayıt örneğinde ve davalı Kurum tarafından sunulan listede yer alan bilgiler değerlendirilerek davayı aydınlatıcı gerekli belgeler getirtilmeli, davacının durumu, sözü edilen geçici 6. madde hükmü karşısında irdelenerek "01.01.1989-08.05.2008 tarihleri arasında zorunlu göçe tabi tutulan" konumunda bulunup bulunmadığı açığa çıkarılmalı, tüm kanıtlar toplandıktan sonra elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır. Dairemizce yapılan temyiz denetimi aşamasında yürürlüğe giren anılan düzenleme ve buna ilişkin ortaya konulan maddi ve hukuki olgular gözönünde bulundurularak karar verilmesinde yasal zorunluluk bulunduğundan, mahkemece, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), temyiz harcının isteği durumunda davacıya geri verilmesine, 26.03.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.