Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5176 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 24271 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi : İş Mahkemesi Dava, 18 yaşına kadar kendisine bağlı olarak Sosyal Güvenlik Hizmetlerinden yararlanan oğlunun, 18 yaşını doldurduğu gerekçesiyle sağlık yardımından mahrum bırakılması işleminin, maluliyetinin bulunması nedeniyle iptali ile sosyal güvenlik sağlık yardımlarından yararlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ...... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. İnceleme konusu somut olayda; davacının oğlunun, 18 yaşını ikmal etmesi nedeniyle sağlık yardımlarından yararlandırılmaması işleminin iptali için, davacının başvurusunun, 21.04.2010 tarihli Sosyal Sigortalar Yüksek Sağlık Kurulunca, çocuğun çalışma gücünün % 60 ını kaybetmemiş olduğundan bahisle reddedildiği, Adli Tıp Kurumu 3. Adli Tıp İhtisas Kurulunun 12.02.2014 tarihli raporunda ise, davacının oğlunun beden çalışma gücünün en az %60’ını kaybetmiş olduğundan malül sayılması gerektiğine karar verilmesi üzerine, mahkemece davacının oğlunun çalışma ve meslekte kazanma gücünü dava tarihi itibariyle en az % 60 oranında kaybetmiş olduğuna karar verilmi?? ise de raporlar arasında açık çelişki olduğu anlaşılmıştır. Sürekli iş göremezlik ve malullük halinin belirlenmesinde izlenecek yolun ne olduğu 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun “Sağlık Raporlarının Usul ve Esasları”na dair 95. maddesinde hükme bağlanmıştır. Buna göre, kurum sağlık tesisleri tarafından raporlara dayanılarak verilen kararlara karşı ilgililerin S.S.Yüksek Sağlık Kuruluna itiraz hakları mevcuttur. Söz konusu kurulun raporlarının Kurumu bağlayacağı diğer ilgililer yönünden bağlayıcı olmayıp, Adli Tıp Başkanlığı veya Tıp Fakültelerinin ilgili ana bilim dalı konseylerinden Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü çerçevesinde inceleme ve araştırma yapılmasını isteyebilecekleri 28.06.1976 tarih ve 6/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararının gereğidir. Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu raporu ile Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi raporu arasında çelişki ortaya çıkması durumunda, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.10.2010 gün ve 10-390 / 449 sayılı kararında da belirtildiği şekilde, çelişkinin Adli Tıp Kanunu'nun 15. maddesi gereği Adli Tıp Genel Kurulunca giderilmesi gereklidir. Çelişkinin, Yüksek Sağlık Kurulu ile Tıp Fakültelerinin ilgili ana bilim dalından alınan sağlık kurulu arasında çıkması halinde, amacın, uyuşmazlığı en geniş katılımlı bir kurul kararı ile sona erdirmek, yeni çelişkilerin ortaya çıkıp, uyuşmazlığı çözümsüzlüğe itmeyi engellemek olduğu dikkate alındığında, Adli Tıp Genel Kuruluna başvurulmalı ve alınacak raporla uyuşmazlık sona erdirilmelidir.Kuşkusuz, maluliyet başlangıç tarihide aynı raporla tespit edilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Yukarıda belirtilen hukuki ve fiili durumlar ışığında, Mahkemece, eksik inceleme ve araştırma sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 19.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.