Davacı, 31.12.2002 tarihi itibariyle Bağ-Kur sigortalılığının iptaline ve 01.01.2003 tarihi itibariyle isteğe bağlı sigortalılığının geçerli olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, ilâmında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalılar Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Dava, hukuki nitelikçe; davacının 10.02.1995 tarihinde başlayan muhtarlık görevine dayalı zorunlu Bağ-Kur sigortalılığının (Sosyal Sigortalar Kurumuna tabi zorunlu sigortalılık süreleri dışında) 31.12.2002 tarihi itibarıyla sona erdiğinin ve buna bağlı olarak 01/01/2003 tarihinde başlayan Sosyal Sigortalar Kanunu kapsamındaki isteğe bağlı sigortalılığının geçerliliğinin tespiti istemine ilişkindir.2108 sayılı Muhtar Ödenek ve Sosyal Güvenlik Kanununun 4. maddesinin 1.fıkrası hükmüne göre; köy ve mahalle muhtarlarından, bir sosyal güvenlik kurumuna bağlı olmayanlar 1479 sayılı Bağ-Kur Kanunu kapsamına alınmışlardır. Bu durumda; S.S. Kurumuna tabi zorunlu sigortalı ya da isteğe bağlı sigortalı iken muhtar seçilenlerin, daha önce tabi oldukları zorunlu ya da isteğe bağlı sigortalılıkları devam edeceğinden, muhtarlık görevi nedeniyle zorunlu sigortalı olarak 1479 sayılı Kanun kapsamına alınmaları Yasaca mümkün bulunmamaktadır. Nitekim, dava konusu somut olayda da; 10/04/1989 tarihinde muhtar seçilen ve muhtarlık görevi 28/03/2004 tarihine kadar devam eden davacı, daha önce 01/03/1988 tarihinde başlayan, kendi nam ve hesabına bağımsız çalışmasına dayalı 1479 sayılı Kanuna tabi zorunlu Bağ-Kur sigortalılığının sona ermesinden sonra, Bağ-Kurca, bu tarih itibarıyla muhtarlık görevi nedeniyle 1479 sayılı Kanun kapsamına alınmıştır.Diğer taraftan; herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi olmayan kişilerin muhtar seçilmeleri halinde, bu kişiler yönünden muhtarlık görevine dayalı olarak 2108 sayılı Kanunun 4. maddesi ile kabul edilen sigortalılık; hukuki nitelikçe, isteğe bağlı sigortalılık olmayıp, zorunlu sigortalılıktır.Davada uyuşmazlık da; davacının yasal çerçevede muhtarlık görevine dayalı olarak zorunlu Bağ-Kur sigortalılığının başlamasından sonra ve muhtarlık görevinin devamı sırasında, 506 sayılı Kanuna tabi isteğe bağlı sigortalı olarak prim ödemesi nedeniyle, hangi sigortalılığına geçerlik tanınacağı konusundadır.1479 sayılı Kanunun 25. maddesi hükmünde; 2108 sayılı Kanuna göre, 1479 sayılı Kanun kapsamına giren, bu anlamda zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olan köy ve mahalle muhtarlarından; kendi nam ve hesabına bağımsız çalışmasından dolayı gelir vergisi mükellefiyeti bulunanlar hariç, aynı zamanda hizmet akdiyle çalışanların çalışmaya başladıkları tarihten itibaren (aynı maddede 02/08/2003 tarihi itibarıyla yürürlüğe giren 4956 sayılı kanunla yapılan değişikliğe göre de, hizmet akdiyle çalışanların çalışmaya başladığı tarihten bir gün önce) muhtarlık görevine dayalı zorunlu Bağ-Kur sigortalılıklarının sona ereceği öngörüldüğü halde, 25 madde hükmünde; 506 sayılı Kanun kapsamında isteğe bağlı sigortalı olarak prim ödeme, muhtarlık görevine dayalı Bağ-Kur sigortalılığını sona erdiren bir neden olarak belirtilmemiştir. Bu yönde; Sosyal Güvenlik sistemimizde, isteğe bağlı sigortalılık ile zorunlu sigortalılığın çakışması halinde, zorunlu sigortalılığa geçerlik tanınması gerekeceği gibi, 506 sayılı Kanunun 85. maddesi hükmüne göre de, Sosyal Sigortalar Kurumuna tabi isteğe bağlı sigortalı olabilmek için gerekli yasal koşullardan biri de, herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi olarak çalışmamaktır. (Anılan maddenin 01/05/2003 tarihi itibarıyla yürürlüğe giren 4842 sayılı Kanunla değişik hükmünde, bu koşul, herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna zorunlu ya da isteğe bağlı sigortalı olmamak şeklinde değiştirilmiştir).Hal böyle olunca; 10/02/1995 tarihinde, muhtarlık görevi nedeniyle zorunlu sigortalı olarak 1479 sayılı Kanun kapsamına alınan davacının, muhtarlık görevinin 28/03/2004 tarihine kadar devam etmiş bulunması itibarıyla, bu zorunlu sigortalılık dönemi dahilindeki, 506 sayılı Kanuna tabi isteğe bağlı sigortalılığının geçerliliğinden sözedilemez. Ne var ki, davacının muhtarlık görevinin sona ermesinden sonra da, isteğe bağlı sigortalı olma yönünden iradesini ortaya koyacak biçimde düzenli ve sürekli olarak diğer davalı Sosyal Sigortalar Kurumuna prim ödemiş bulunması karşısında, muhtarlık görevinin sona erdiği tarihi takip eden aybaşından başlayarak isteğe bağlı sigortalılığına geçerlik tanınmalıdır.Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki esaslar gözetilmeksizin, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O hâlde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.S O N U Ç: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), 13.04.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.