Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4732 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 26770 - Esas Yıl 2014





İş Mahkemesi Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.Davanın yasal dayanağı, 5510 sayılı Yasa’nın 86/9 maddesidir. Bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Bu çerçevede, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyerek, gerekli araştırmaların re'sen yapılması ve kanıtların toplanması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır.Davacı, 01.10.2011 - 02.01.2012 tarihleri arasında davalı şirket nezdinde geçen ve kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tespitini istemiştir. Davacının, hizmet cetvelinin incelenmesinden, dava konusu döneme ilişkin olarak 24.09.2011-18.10.2011 tarihleri arasında 1009198 sicil sayılı işyerinden; 27.10.2011-11.11.2011 tarihleri arasında 1070795 sicil sayılı ... unvanlı işyerinden bildirimleri olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, davanın ispatlanamadığından reddine dair hüküm tesis edilmiş ise de; yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir.O halde yapılacak iş, öncelikle davacıdan, dava konusu dönemde, hangi tarihler arasında nerelerde çalıştığı sorularak, bu durum tereddütsüz açıklığa kavuşturulmalı, buna yönelik olarak davalı şirketin, tespiti istenilen süre içinde, ihaleli işler veya sözleşme karşılığı yapmış olduğu işleri belirlenmeli ve dayanak belgeler ilgili yerlerden celp edilmeli, 1009198 sicil sayılı işyeri araştırılmalı, talep konusu dönemde, davacının hizmet bildirimlerinin yapıldığı işyerleri ile davalı şirkete ait işyeri arasında her hangi bir organik bağ olup olmadığı irdelenmeli, davalı şirketin Kurum nezdindeki ihtilaf konusu döneme ait dönem bordroları celp edilerek, tespiti istenen dönemde çalışması bulunan tarafsız bordro tanıklarının adresi Sosyal Güvenlik Kurumu ve zabıta marifetiyle araştırıp, tespit edilerek bu tanıklar dinlemeli, SGK ilgili il müdürlüğünden, gerekirse zabıta, vergi dairesi ve meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu iş yeri çalışanları; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanları alınmalı, işçi alacakları davası olup olmadığı araştırılarak, varsa dosya arasına getirtilip, tüm delillerle birlikte değerlendirilmeli, bu konuda, yeterli ve gerekli tüm soruşturma yapılarak uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Kabule göre de; HMK.nın 297. maddesine aykırı olarak “...” olan davalı unvanının, karar başlığında “...” olarak hatalı yazılması isabetsiz bulunmuştur. O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 16.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.