Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 473 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 25906 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, hizmet tespitine ilişkindir.Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.Hükmün davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Davacılar vekili, davacıların vefat eden babaları'in davalı işyerinde 15.7.2012 ile 12.3.2013 tarihleri arasındaki çalışmasının tespitine, karar verilmesini talep etmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.Davanın yasal dayanağı, 5510 sayılı Yasanın Geçici 7. maddesi kapsamında uygulama alanı bulan 506 sayılı Yasanın 79/10 maddesidir. 506 sayılı Yasanın 6. maddesinde ifade edildiği üzere ?sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve feragat edilemez?. Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi karşısında, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davaların, kamu düzenine ilişkin olduğu, bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğunun gözetilmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde re?sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.Aynı döneme rastlayan birden fazla sigortalılık halinin ortaya çıktığı durumlarda, sigortalının emek ve mesaisini ağırlıklı olarak tahsis ettiği, kişinin yaşamında ekonomik olarak baskın çalışma niteliği taşıyan çalışmaya üstünlük tanınarak, tabi olunacak sigortalılık statüsünün belirlenmesi zorunluluğu vardır.Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında dava konusu somut olayda; Öncelikle mahkemece; müteveffanın kendi nam ve hesabına iş yaptığı iddiası titizlikle irdelenmeli, davacının işyeri bulunup bulunmadığı hususları yöntemince araştırılmalı (vergi levhası, işyeri ruhsatı, vergi beyannamesi, muhtasar beyananame...v.s), eğer kendi nam ve hesabına çalışmadığı tespit edilecek olursa, müteveffanın, 01.05.2012 – 15.07.2012 tarihleri arasında davalı işyerinde çalıştığı sürelerin Kuruma bildirildiği nazara alınarak, dava konusu dönemde de hizmet akdiyle çalışmış olabileceği göz önünde bulundurulmalı, davalı işyerinin kapsamı, davacının davalı işyerinde hangi işlerde çalıştığı, bu çalışmalarının ne kadar süreyle yapılabileceği, buna göre çalışmasının tam zamanlı çalışmayı gerektirip gerektirmediği, çalışmanın varlığı ve süresi usulünce araştırılmalı, işe başlama ve işten ayrılma tarihi şüpheye mahal vermeyecek şekilde tespit edilmeli, işin ve işyerinin kapsam ve niteliğiyle süresinin belirlenebilmesi amacıyla; davacının çalışmaları ile ilgili tüm belgeler davalı kurumdan; puantaj kayıtları, ücret tediye bordroları ve ürün teslimatına ilişkin belgelerin asılları işverenden getirtilmeli, iş bu belgelerden sigortalının imzasını içerenler tespit edilirse imzanın davacıya aidiyeti davacı tarafından kabul edilenler ile inkar edilip de aidiyeti ehil bilirkişi incelemesiyle saptananlardan yine davacı tarafından hata-hile-ikrah durumu iddia ve ispat edilemeyenler bakımından, işbu yazılı belgelerin aksi eşdeğerde delillerle kanıtlanması için davacıya delilleri sorulmalı; dosyada mevcut dönem bordrolarında ismi bulunan ve mahkemece resen seçilecek tanıkların bilgi ve görgülerine başvurulmalı, davalı işyerinin iş yaptığı işverenler ile aynı çevrede iş yapan başka işverenler veya bu işverenlerin çalıştırdığı kişiler, komşu işyeri tanıkları re’sen saptanarak dinlenilmeli, belirdiği takdirde tanık anlatımları arasındaki çelişkiler giderilmeli, uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek, varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek, eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde karar tesisi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O hâlde, davacılar vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davacılara iadesine, 15.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.