Mahkemesi : İş Mahkemesi Davacı, 05.06.1986 – 10.06.1997 tarihleri arasında Kurum tarafından iptal edilen 1479 sayılı Kanun kapsamındaki zorunlu sigortalılık süresinin geçerli olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, bozma ilamına uyularak, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne, davacının 01.07.1994 – 31.10.1994 tarihleri arasında 1479 sayılı yasaya tabi isteğe bağlı Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.Hükmün, davacı ve davalı Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi...... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.Mahkemece, dairemizin bozma ilamına uyularak karar verilmiş ise de, bozma ilamının gereği tam olarak yerine getirilmemiştir.Dosya içeriğinden, 13.01.1992-18.06.1993 tarihleri arasında vergi kaydı bulunan, 05.06.1986 – 10.06.1997 tarihleri arasındaki........ve .........i kaydına dayanılarak Bağ-Kur sigortalısı olarak, Kurumca 05.06.1986 tarihi itibariyle tescili yapılan davacının 31.01.2011 tarihli sigortalılık bilgilerinde; 05.06.1986-08.07.1990 ve 17.09.1990-18.06.1993 tarihleri arası 1479 sayılı Yasaya tabi zorunlu sigortalı kabul edilirken, Kurum kontrol memurları tarafından...... ve....... Odasında yapılan 17.03.2011 tarihli denetim sonucu, bu kaydı geçersiz kılınarak, 01.04.2011 tarihli sigortalılık bilgilerinde de görüldüğü üzere; sadece vergi kaydının olduğu 13.01.1992-18.06.1993 tarihleri arası 1479 sayılı Yasaya tabi zorunlu sigortalı kabul edildiği, 29.06.1994, 19.08.1994 ve 23.12.2004 tarihinde prim ödemesi olduğu, ayrıca; 20.12.1993-15.08.1994, 15.12.1997-30.01.1998, 15.02.1999-10.09.2000 ve 01.01.2005-30.04.2007 tarihleri arasında 506 sayılı Yasaya tabi sigortalılığı olduğu anlaşılmaktadır.Bu hali davanın yasal dayanağı, 1479 sayılı Yasanın 79. maddesidir. 14.09.1971 tarihli resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 1479 sayılı Yasanın 79. maddesinde, en az 2 tam yıl bu Kanuna göre sigortalı bulunanların, kendilerine, daha önce malullük veya yaşlılık aylığı bağlanmamış olmak şartiyle, 24 üncü maddede belirtilen sigortalılık niteliğini kaybettiklerinde, Kuruma yazılı olarak istekte bulunmak suretiyle, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına isteğe bağlı olarak devam edebilecekleri hüküm altına alınmış iken, 19.04.1979 gün ve 2229 sayılı Yasa ile yapılan değişiklik ile 24 üncü madde kapsamına girmeyenlerin aynı maddenin a, b, c fıkralarında sayılanlar dışındakiler ile ev kadınları ve Türkiye’de ikamet eden Türk asıllı yabancı uyrukluların, Kuruma yazılı olarak başvurmak suretiyle isteğe bağlı sigortalı olabilecekleri belirtilmiş, 22.03.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı Yasa ile yapılan değişiklikle, bu kez, İsteğe bağlı sigortalılığın, sigortalının tescil talebinin Kuruma intikal ettiği tarih itibariyle başlayacağı, terk talebinin Kuruma intikal ettiği tarihte veya diğer sosyal güvenlik kanunlarına tabi olarak çalışmaya başlama ile sona ereceği, 02.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Yasa ile getirilen düzenlemede de; bu Kanunun 24 üncü maddesinin (I) numaralı bendi kapsamına girmeyenlerden, aynı maddenin (II) numaralı bendinin (a) ve (c) alt bentlerinde sayılanlar dışında kalanların, ev kadınları ve Türkiye'de ikamet eden yabancı uyrukluların talepleri halinde isteğe bağlı sigortalı olabilecekleri, isteğe bağlı sigortalılığın, sigortalılık tescil talebinin Kuruma intikal ettiği tarih itibariyle başlayacağı ve terk talebinin Kuruma intikal ettiği tarihte veya diğer sosyal güvenlik kanunlarına tâbi olarak çalışmaya başladığı tarihten bir gün önce veya sigortalının toplam borcunun üç aylık prim ve ceza tutarından fazla olması halinde sigortalının daha önce ödediği primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibariyle sona ereceği hüküm altına alınmıştır. Anılan yasal düzenlemeler çerçevesinde, Mahkemece; davacının, Kurumca kabul edilen 13.01.1992-18.06.1993 tarihleri arasındaki sigortalılık dönemi haricinde, 01.07.1994 – 31.10.1994 tarihleri arasında 1479 sayılı yasaya tabi isteğe bağlı Bağ-Kur sigortalısı olduğunun kabulünde isabetsizlik yok ise de; davacının 20.12.1993-15.08.1994 tarihleri arasında 506 sayılı Yasaya tabi sigortalılığı nedeni ile çakışma gözetilip, çakışma sonrası isteğe bağlı sigortalı sayılmalı, ayrıca; davacının 23.12.2004 tarihindeki prim ödemesi sonrasındaki süre, makul süreyi aşmayacak şekilde 01.01.2005 yılında başlayan 506 sayılı Yasaya tabi sigortalılığına kadar, isteğe bağlı sigortalılık olarak değerlendirilmeli ve davacının 1479 sayılı Yasa kapsamında isteğe bağlı sigortalı olarak kabul edilmesi gereken süre belirlenmelidir.Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki esaslar göz önünde tutulmaksızın, eksik araştırma ve hatalı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O hâlde, tarafların vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 12.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.