Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4446 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 25072 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi : İş MahkemesiDava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Hükmün, davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ....... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1-)Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalılar vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-)28.01.2000-05.02.2000 döneminde davalı işyerinden hakkında 7 gün davalı Kuruma sigortalılık bildirimleri gerçekleştirilen davacının istemi, 03.02.1993-2002 yılları arasında her ay düzenli olarak 6 gün süre ile hizmet akdine tabi usta öğretici olarak geçen ve bildirilmeyen çalışma sürelerinin tespitine ilişkin olup mahkemece yapılan yargılamada 24.07.1998-28.01.2000 ve 05.02.2000-31.12.2001 dönemi yönünden talep hüküm altına alınmıştır. Davanın yasal dayanağı olan 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesinde çalışmanın tespiti istemiyle hak arama yönünden getirilen 5 yıllık süre, doğrudan doğruya hakkın özünü etkileyen hak düşürücü niteliktedir ve dolması ile hakkın özü bir daha canlanmamak üzere ortadan kalkmaktadır. Buna göre; ilgili kişi hakkında i??e giriş bildirgesi düzenlenmediği, düzenlenmesine karşın yasal hak düşürücü süre içerisinde Kuruma verilmediği, sigortalılık bildirimini içeren dönemsel sigorta primleri bordrosunun/aylık prim ve hizmet belgesinin hazırlanmadığı veya anılan süre içerisinde Kuruma teslim edilmediği, sigorta priminin Kuruma yatırılmadığı, çalışmanın varlığı yönünde Kurum görevlilerince herhangi bir saptamanın söz konusu olmadığı durumlarda, hizmetin varlığını ileri süren kişilerin hak düşürücü süre içerisinde yargı yoluna başvurması zorunludur. Bununla birlikte önemle vurgulanmalıdır ki değinilen kuralın tek istisnası, kamu kurum ve kuruluşlarında gerçekleşen hizmete ilişkin olarak, Kuruma aktarılmasa dahi işveren tarafından ödenen ücret/maaş üzerinden sigorta primi kesintisi yapılması olgusudur. Bir başka anlatımla, sözü edilen niteliğe sahip işyerinde çalışanların kayıtlara geçirilmesi ve ücret ödemelerinin de belgelere dayandırılması asıl olduğundan, yukarıda açıklanan durumların hiçbiri gerçekleşmemiş olsa da Kuruma aktarılmamasına karşın işverence ilgiliye ödenen ücret/maaş üzerinden sigorta primi kesintisi yapıldığı takdirde hak düşürücü süreye ilişkin hüküm uygulanamaz. Belirtilmelidir ki uygulama yapılırken hizmetin ara vermeksizin kesintisiz gerçekleştiği durumlarda, çalışmanın sona erdiği (işten çıkış yapıldığı) yılın sonuna karşılık gelen 31 Aralık gününden başlayarak 5 yıllık sürenin hesaplanması gerekmektedir. Yukarıdaki yasal düzenleme ve açıklamalar ışığında 28.04.2011 tarihinde açılan dava değerlendirildiğinde, 24.07.1998-28.01.2000 dönemi yönünden hak düşürücü sürenin işlemesine engel herhangi bir olgunun gerçekleşmediği gözetilmeksizin, yanılgılı değerlendirme sonucu, iddiayı doğrulayan tanık anlatımlarına, ........Bakanlığı’nda ve işyerinde tutulan ancak yukarıda sayılan nitelikte olmayan kayıtlara dayanılarak 24.07.1998-28.01.2000 dönemine ilişkin istemin hüküm altına alınması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davalılardan....... (.....)'ne iadesine, 12.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.