Davacı, 1.600.000.000 lira alacağın kesinti tarihi itibariyle yasal faiziyle birlikte davalı kurumdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davalı Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.Davalı kurum sigortalılarının özürlü çocuklarının gelişim ve eğitimlerinin, davacı Zihinsel Yetersiz Çocukları Koruma ve Yetiştirme Vakfına ait rehabilitasyon merkezinde yapılması konusunda taraflar arasında varılan mutabakat (protokol) gereği olarak, bu yörede ikamet eden bir kısım sigortalıların özürlü çocuklarının bu kuruluşta eğitim programına alındıkları bu cümleden olarak davalı Kurumca bu iş için saptanan ücretlerin de düzenli olarak ödendiği halde, daha sonra ücret tarifelerinde yapılan değişiklik nedeniyle çıkan çekişme sonucu, kurumca yapılan eksik ödeme ve kesintilerden kaynaklandığı anlaşılan iş bu davanın açıldığı görülmektedir.Açıklanan duruma göre taraflar arasındaki davada özürlü çocuklar hakkında öngörülen yardımların yapılacağına ilişkin yasal dayanağı oluşturan 506 sayılı yasanın Ek 37. maddesinden yararlanma koşullarının oluşup oluşmadığı diğer bir deyişle yasa maddesinin uygulanmasından kaynaklanan bir durum söz konusu değildir. Zira görülmekte olan iş bu davada anılan yasa maddesinde sözü edilen özürlü çocuklarının gelişme ve eğitime muhtaç olup olmadıkları, diğer bir deyişle bunların yasanın aradığı koşulları taşıyıp taşımadıkları, dolayısıyla da yasa maddesinde öngörülen yardımlardan yararlanmalarına engel bir durumun olup olmadığı ve bu yardımları hakedip etmedikleri konularında herhangi bir çekişme yoktur. Çekişme konusu, Davalı ile davacı arasında varılan mutabakat gereği öngörülen ücret tarifelerinin uygulama biçiminden kaynaklanan bir alacak verecek ilişkisinden ibaret olup olayda hiçbir şekilde 506 sayılı yasanın uygulama yeri bulunmamaktadır. Şu halde 506 sayılı yasanın 134. maddesi çevresinde sınırlı yetki ile donatılmış iş mahkemeleri bu davada görevli olmayıp görev genel yetkili mahkemelere aittir.Açıklanan hukuki ve usuli durumlar gözetilerek mahkemenin görevsizliğine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde işin esasının incelenerek karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 26.05.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.