Mahkemesi :İş Mahkemesi Asıl dava, 17.02.2008 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle yaralanan kurum sigortalısına yapılan geçici iş göremezlik ödemeleri ile tedavi masrafları nedeniyle oluşan kurum zararının davalı şöför ve sigorta şirketinden tahsili amacıyla yapılan takipte davalıların itirazlarının iptali, karşı dava ise davalı Kuruma ödenen tedavi giderlerinin 6111 sayılı Yasa nedeniyle ödenmemesi gerektiği iddiası ile Kuruma yapılan ödemelerin tahsili istemine ilişkindir.Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde, Kurum tarafından açılan itirazın iptaline yönelik asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın ise reddine, karar verilmiştir.Hükmün, Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... arafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. Dava, 17.02.2008 tarihinde meydana gelen gelen trafik kazası nedeniyle yaralanan kurum sigortalısına yapılan geçici iş göremezlik ödemeleri ile tedavi masrafları nedeniyle oluşan kurum zararının davalı şöför ve sigorta şirketinden teselsül hükümleri gereğince rücuan tahsili istemine ilişkin olup, davanın yasal dayanağı 1479 sayılı Kanunun 63. maddesidir.1479 sayılı Kanunun 63. maddesi hükmüne göre “Sigorta Şirketleri” Bağ-Kur’un rücu hakkını haiz bulunduğu “diğer sorumlular” kapsamındadır. Bağ-Kur’a anılan madde ile tanınan rücû hakkı Kanundan doğan bağımsız bir rücu hakkı vasfında olup, tazmin sorumlularının sigortalı ya da hak sahiplerine yapmış oldukları ödemelerin rücû alacağından düşülmemesi gerekmekte ise de; Sigorta Şirketleri'nin 2918 sayılı Kanun kapsamında poliçeye dayalı akdi sorumluluğu nedeniyle poliçe limitini teşkil eden miktar, Kurumun rücû davasından önce sigortalı ya da hak sahiplerine ödediğinin geçerli belgelerle kanıtlanması durumunda; Sigorta Şirketlerinin mükerrer ödeme ile karşı karşıya bırakılmaması bakımından ödediği miktar kadar sorumlu tutulmaması gerekir.Diğer taraftan Yasa Koyucu tarafından, 25.02.2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren, 13.02.2011 tarih 6111 sayılı Yasanın 59. maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98. maddesi değiştirilmiş, anılan değişiklik ile trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı esası getirilmiştir. 6111 sayılı Kanunun, yayımı tarihinde yürürlüğe giren Geçici 1. maddesi ile de, bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedelleri, yine Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı belirtilmiştir. Tedavi giderleri kapsamında, sigorta şirketinin, Güvence Hesabının, sürücünün ve işletenin, zorunlu olarak sigorta teminatına bağlanması nedeniyle yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenlemenin yürürlüğe girmesi ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. Bu haktan, sigorta sözleşmesinin tarafı olan işleteni ve sürücülerin yararlanması gerekmekte olup, poliçe limiti kapsamında kalan tedavi giderleri nedeniyle sorumlulukları sona erecektir. Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası bulunmayanlar, bu haktan yararlanamazlar. Ancak, zorunlu sigorta teminat tutarlarını aşan tedavi giderlerinin, zarara sebep olan veya hukuken sorumlu olanlar tarafından karşılanacağı, bu kişiler yönünden poliçe limitini aşan kısım yönünden sorumluğun devam edeceği de kabul edilmelidir. 6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenlemede; trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin karşılanacağı belirtilmiş olup, Kurumca sigortalıya bağlanan peşin değerli gelir ve geçici iş göremezlik ödemeleri yasa kapsamı içerisinde bulunmamaktadır. Bu nedenle, Kurumca sigortalıya yapılan geçici iş göremezlik ödemelerinin, işletenden, şoföründen ve zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçe limitleri içerisinde kalmak koşuluyla sigorta şirketinden veya güvence hesabından 506 sayılı yasanın 39. maddesi gereği tahsili mümkün olup, davaya konu somut olayda, mahkemece davalı ... şirketinin davacı kuruma takipten önce yaptığı 26.02.2010 tarihli ödemelerinin içerisindeki geçici iş göremezlik ödemeleri tutarları belirlenip yasal faizi hesaplanmak suretiyle itirazın iptaline konu olan kısım net olarak belirlenmeli ve sonucuna göre bir karar verilmelidir.Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 13.10.2010 tarihli ve ..... E., .... K. Sayılı ilamında da “...Trafik kazası sonucu yaralanmanın doğal bir sonucu olan ve iyileşinceye kadar geçen geçici sakatlık döneminde 506 sayılı Kanunun 12, 16, 32 ve 37.maddeleri uyarınca ödenmesi zorunlu olan ve anılan Kanunun 26 veya 39.maddesi uyarınca da sorumlu işveren veya üçüncü kişilerden rücuan tazmini mümkün olan geçici işgöremezlik ödeneği ödemelerinin; 2918 sayılı Kanunun 85. maddesi kapsamı içinde yer alan bedeni zararlardan olması ve ayrıca aynı Kanunun 92. ve Genel Şartların 3.maddesi ile kapsam dışında bırakılanlar içinde bulunmaması karşısında, tedavinin gerektirdiği gider olarak zorunlu mali sorumluluk sigortası (trafik sigortası) kapsamında olduğunun kabulü zorunludur.” denilerek bu durum açıklığa kavuşturulmuştur.Mahkemece, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki ilkeler uyarınca, her bir davalının sorumlu olduğu tutarlar ayrı ayrı belirlenmesi suretiyle ve davalı ... şirketinin ödemeleri içerisindeki geçici iş göremezlik ödemelerinin ayrıştırılarak bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O hâlde, Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve kararı temyiz etmeyen davalılar hakkında Kurum lehinde oluşan usuli kazanılmış hak da gözetilmek suretiyle yeniden bir karar verilmek üzere, hüküm bozulmalıdır. SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 28.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.