Davacı, İcra takibinin ve ödeme emrinin iptaline karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar vermiştir.Hükmün, davacı Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve Yargıtay incelemesinin dürüş-malı olarak yapılmasını isteyen davacı, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi hükmü uyarınca, duruşma için gerekli tebligat giderlerini vermediği anlaşıldığından, duruşma isteğinin bu nedenle reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Davacı şirket 29.4.2002 tarihli dilekçe ile; prim, işsizlik ve idari para cezası borçlarını 16-224 sayılı genelgeye istinaden taksitler halinde ödemek için kuruma başvurmuştur. Kurum, davacı şirketin 21.5.2002 tarihine kadar prim, işsizlik sigortası primi ve idari para cezası borcunu taksitlendirme talebini kabul etmiştir. Sosyal Sigortalar Kurumu açıkça işsizlik sigortası prim borcunun taksitlendirme talebinin kabul edildiğini davacı şirkete bildirmesine rağmen, 21.5.2002 tarihinden sonra davacı şirketi gecikme zammı ile sorumlu tutması hukuken mümkün değildir. Bu yazı Kurumu bağlayacağından davacının borcun doğduğu tarihten taksitlendirme talebinin kabul edildiği tarihe kadar gecikme zammı ile sorumlu tutulması, bu tarihten sonraki süre yönünden ise, sorumlu tutulmaması gerekir. Mahkemenin bu yönde araştırma ve inceleme yaparak davacının işsizlik sigortası prim borcu ve 21.5,2002 tarihine kadarki gecikme zammının miktarının belirlenmesi ve buna göre karar vermesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar vermesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.Sonuç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), temyiz harcın/n istek halinde ilgiliye iadesine, 18.4.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.