Taraflar arasında görülen davada (İskenderun Birinci Sulh Hukuk Mahkemesi)'nce verilen 17.04.2009 tarih ve 2008/78-2009/693 sayılı kararın Yargıtay'ca İncelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin hamili bulunduğu, keşidecisi dava dışı İbrahim olan 12 adet çeki davalı bankaya ibrazında çeklerin karşılığının olmadığı bildirilerek çeklerin şubede kalması halinde 3167 sayılı Yasa uyarınca her çek yaprağı için 410,00 TL ödeneceğinin bildirilmesi üzerine çekleri bankaya teslim ettiğini, buna rağmen davalı bankanın müvekkiline ödeme yapmadığını, 3167 sayılı Yasa'nın 26.02.2003 tarih ve 4814 sayılı Yasa ile değişik 10. maddesine göre süresinde ibraz edilen çekin karşılığının bu-lunmaması halinde her çek yaprağı için 410,00 TL ödemesi gerektiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 4.920,00 YTL'nin çeklerin ibraz edildiği 18.12.2007 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, çeklerdeki keşideci imzası ile keşidecinin şube nezdindeki imza örneklerinin benzemediğini, 4 adet çekte keşide yeri bulunmadığını, çeklerin gerçek alışveriş sonucu keşide edilmediğini, müvekkilinin dolandırıcılık eylemi ile karşı karşıya kaldığını, davacı hamilin keşideciye karşı çek bedellerini tahsil için hiçbir girişimde bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalı bankaca çekler üzerindeki imzaların keşideci imzasına benzemeyip nitelikli dolandırıcılık suçu işlendiğinden bahisle ödeme yapılmamış ise de, İskenderun Birinci Noterüği'nce düzenlenen 28.12.2007 tarihli taahhütname ile dava konusu çeklerin keşideci İbrahim tarafından imzalanarak davacıya verildiğinin kabul ve taahhüt edildiği, 3167 sayılı Yasa'nın 26.02.2003 tarih ve 4814 sayılı Yasa ile değişik 10. maddesine göre süresinde ibraz edilen çekin karşılığının bulunmaması halinde her çek yaprağı için bankanın sorumluluğunun 410 TL'ye çıkarıldığı gerekçesiyle davanın kabulü ile 4.920,00 TL'nin ibraz tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2- Davacı taraf hamili bulunduğu çekleri bankaya ibraz ettiğinde davalı bankaca ödeme yapılmadığını ileri sürerek, her çek yaprağı için bankanın Yasa gereği ödemesi gereken meblağı talep etmiştir. Davalı banka vekili ise dava konusu 4 adet çekte keşide yeri yazılı olmayıp TTK'nın 692. ve 693. maddeleri uyarınca çek vasfı bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. 3167 sayılı Yasa'nın 5. maddesine göre "Çekin ibrazında karşılığının tamamen ödenmemesi veya çek hamili tarafından kısmi ödemenin kabul edilmemesi halinde, ibraz tarihi ile ödememe nedeni çekin üzerine yazılır ve çek, üzerine imzası alınarak hamiline geri verilir". Yine aynı Yasa'nın 10. maddesinde "Muhatap banka, süresinde ibraz edilen çekin karşılığının bulunmaması halinde her çek yaprağı İçin 410,00 TL ödeme yapmakla yükümlüdür" hükmü düzenlenmiştir. Bankanın ibraz edilen çekin karşılığını -varsa- ödeme yükümlülüğü çekin süresinde ibraz edilmesi, zorunlu unsurlarının bulunması halindedir. Çekin unsurları ve bu unsurların bulunmaması durumunda uygulanacak kurallar TTK'nın 692. ve 693. maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre keşide yeri bulunmayan çekin çek vasfı taşımadığı kabul edilir. "Keşide yeri yazılı olmayan çeki banka ödemez ise, bu eylemin sonucu muhatap banka sorumlu olmaz" (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 03.12.1990 tarih, 6425 E., 7740 K. sayılı ilamı, Gönen Eriş, Uygulamalı Çek Hukuku, 5. Baskı, syf. 39). Mahkemece, yapılan bu açıklamalar ışığında keşide yeri bulunmayan 4 adet çek açısından çek vasfı bulunmadığı nazara alınmadan yazılı gerekçeyle hüküm tesisi doğru görülmeyip, bozmayı gerektirmiştir. Sonuç: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı banka vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına (BOZULMASINA), ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 07.04.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.