Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3955 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 27951 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi : İş Mahkemesi Asıl dava, hak sahibi konumunda yer alan davacıya bağlanan ölüm aylığının 5510 sayılı Kanun hükümleri gereğince kesilmesi yönündeki davalı Kurum işleminin iptali, birleşen dava ise; yersiz ödenen aylıkların tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, asıl davanın kabulüne, birleşen davanın ise reddine karar verilmiştir.Hükmün, asıl davanın davalısı, birleşen davanın davacısı .... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ..... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Hakkında verilen boşanma kararı 2011 tarihinde kesinleşen asıl davanın davacısına, 1973 yılında yaşamını yitiren sigortalı babası üzerinden 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu hükümlerine göre hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla bağlanan ölüm aylığının, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının belirlendiği gerekçesiyle davalı Kurumca 2013 yılında gerçekleştirilen işlemle kesilerek, 19/01/2012-18/09/2013 döneminde yersiz ödendiği ileri sürülen 15.504,59 TL aylıklar yönünden borç tahakkuk ettirildiği anlaşılmaktadır.Davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 56. maddesinin ikinci fıkrasında, eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıklarının kesileceği, bu kişilere ödenmiş olan tutarların, 96. madde hükümlerine göre geri alınacağı yönünde düzenleme yapılmıştır. Mahkemece gereken inceleme ve araştırmanın yapıldığı anlaşılmakla; .......Kontrol Memurluğu görevlilerince gerçekleştirilen soruşturmada elde edilen somut veri ve saptamalar ile asıl davanın davacısı-birleşen davanın davalısı ile eski eşi .....'ın ... Sağlığı Merkezi'nce bildirilen Aile Hekimliği kayıtları, Nüfus Müdürlüğü'nden bildirilen adres hareketleri, İlçe Seçim Kurulu'ndan bildirilen seçmen kayıtları yargılama aşamasında dinlenen tutanak tanığı....'nun tutarlı beyanları ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında, asıl davanın davacısı-birleşen davanın davalısı ile boşandığı eşi ....'ın fiili olarak birlikte yaşadıkları belirgindir.Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece esas davanın reddine ve birleşen istirdat davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O hâlde, asıl davanın davalısı, birleşen davanın davacısı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 06.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.