Mahkemesi : Asliye Hukuk (İş) MahkemesiDava, hak sahibi konumunda yer alan davalıya ödenen sağlık giderlerinin 5510 sayılı Kanun hükümleri gereğince tahsili istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Hükmün, davacı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekilince temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi.......arafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.Hakkında verilen boşanma kararı 22.06.2001 tarihinde kesinleşen davalıya, yaşamını yitiren sigortalı babası üzerinden, hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla kullandığı karne nedeniyle, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının belirlendiği gerekçesiyle davalı Kurumca 01.10.2008-31.08.2010 döneminde yersiz ödendiği ileri sürülen sağlık giderlerinin tahsili için icra takibi başlatıldığı anlaşılmaktadır.506, 1479, 2925, 2926, 5434 sayılı Kanunlarda yer almamakla birlikte ilk kez 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun “gelir ve aylık bağlanmayacak haller” başlığını taşıyan 56. maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen davanın yasal dayanağı niteliğindeki norm 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmiş, fıkrada “Eşinden boşandığı hâlde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96. madde hükümlerine göre geri alınır.” düzenlemesine yer verilmiş olup, hükmün Anayasa'ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali istemiyle yapılan başvurunun, Anayasa Mahkemesi'nin 15.12.2011 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 28.04.2011 gün ve 2009/86 E.- 2011/70 K. sayılı kararı ile reddedildiği, dolayısıyla iptal edilmeyen fıkranın yürürlükte olduğu belirgindir.Anılan maddeye dayalı açılan bu tür davalarda eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun tüm açıklığıyla ve özellikle taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması önem arz etmektedir.Bu tür davalarda özellikle,Anayasa'nın 20., 5510 sayılı Kanunun 59., 100., 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun 28., 45., 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 3., 45 – 53., 4857 sayılı İş Kanunu'nun 32., 01.10.2011 günü yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 6., 24 – 33., 189., 190., 191., 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6., 19., 20.,maddeleri ve diğer ilgili mevzuat hükümleri göz önünde bulundurulmak suretiyle yöntemince araştırma yapılmalı, tarafların göstereceği tüm kanıtlar toplanmalı, bildirilen ve dinlenilmesi istenilen tanıkların ifadeleri alınmalı, davalı ile boşandığı eşinin yerleşim yerlerinin saptanmasına ilişkin olarak; muhtarlıktan ikametgah senetleri elde edilmeli, ilgili .... Müdürlükleri'nden sağlanan nüfus kayıt örnekleri ile yerleşim yeri ve diğer adres belgelerinden yararlanılmalı, adres değişiklik ve nakillerine ilişkin bilgilere ulaşılmalı, özellikle ilgili ... Müdürlüğü’nden adres hareketleri, tarihleriyle birlikte istenilmeli, ilgililerin su, elektrik, telefon aboneliklerinin hangi adreste kimin adına tesis edildiği saptanmalı, seçmen bilgi kayıtları getirtilmeli, varsa çalışmaları nedeniyle resmi/özel kurum ve kuruluşlara verilen belgelerde yer alan adresler dikkate alınmalı, boşanılan eş 4857 sayılı Kanun hükümleri kapsamında yer almakta ise adına ödeme yapılabilecek özel olarak açılan banka hesabı bulunup bulunmadığı belirlenmeli,özellikle inceleme konusu davaya ilişkin olarak davalı ve eşinin mernis kayıtları ve adres bildirimleri tarihleri itibari ile karşılaştırılarak davalının 26.10.2008-25.04.2010 tarihleri arasında hangi adresleri ikamet adresi olarak kayıt etirdiği araştırılmalı, yine davalı ve eşinin 2008 yılından bu yana yapılan yerel ve genel seçimlerde nerede oy kullanacaklarını bildirdikleri araştırılmalı, boşanan eşlerin adreslerinin kayıtlı oldukları Akköy köyü yukarı mevkiinde kapsamlı kolluk araştırması yapılmalı, talep konusu dönemde boşanan eşlerin kayıtlı oldukları yerde görev yapmış/yapmakta olan, mahalle/köy muhtar ve azalarından kanaat edinmeye yetecek kadarının tanık sıfatıyla bilgi ve görgülerine başvurulmalı, 10.03.2010 tarihinde düzenlenen tutanak içerikleri dikkate alınmalı, böylelikle “boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama” olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği, toplanan kanıtlar ışığı altında değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.Diğer taraftan, 5510 sayılı Kanunun genel sağlık sigortalısı sayılanların düzenlendiği 60. maddesinde, “İkametgahı Türkiye'de olan kişilerden;a) 4'üncü maddenin birinci fıkrasının; 1) (a) ve (c) bentleri gereğince sigortalı sayılan kişiler, 2) (b) bendi gereğince sigortalı sayılan kişiler, b) İsteğe bağlı sigortalı olan kişiler,c) Yukarıdaki (a) ve (b) bentlerine göre sigortalı sayılmayanlardan;1) Harcamaları, taşınır ve taşınmazları ile bunlardan doğan hakları da dikkate alınarak, Kurumca belirlenecek test yöntemleri ve veriler kullanılarak tespit edilecek aile içindeki geliri kişi başına düşen aylık tutarı asgari ücretin üçte birinden az olan vatandaşlar,G) Yukarıdaki bentlerin dışında kalan ve başka bir ülkede sağlık sigortasından yararlanma hakkı bulunmayan vatandaşlar, genel sağlık sigortalısı sayılır.6'ncı maddenin birinci fıkrasının (a), (b), (c), (f), (g), (h), (ı) ve (k) bentlerinde sayılanların öncelikle, genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişi olup olmadığına bakılır. Genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişi ise tescili yapılmaz. Aksi takdirde birinci fıkra hükümlerinden durumuna uyan bende göre genel sağlık sigortalısı sayılır. Birinci fıkranın (f) bendi kapsamında gelir alması nedeniyle genel sağlık sigortalısı sayılanlar, aynı zamanda diğer bentler gereği de genel sağlık sigortalısı sayılması halinde (f) bendi dışındaki bentler kapsamında genel sağlık sigortalısı sayılır.Bu maddenin birinci fıkrasının (c) bendinin (1) numaralı alt bendi ile 80 inci maddede belirtilen aile; aynı hane içerisinde yaşayan eş, evli olmayan çocuk, büyük ana ve büyük babadan oluşur....” düzenlemesine yer verilmiştir.Ayrıca, 5510 sayılı Yasa'nın, “Yersiz yapılan sağlık giderlerinin terkini” başlıklı geçici 45. maddesinde de; “Bu Kanuna göre genel sağlık sigortalısı ya da bakmakla yükümlü olunan kişi kapsamına girmekle birlikte, asli olarak hak etmediği bir kapsamda sağlık hizmeti alanlara 31.01.2012 tarihine kadar verilen sağlık hizmetlerine ilişkin Kurumca tahakkuk ettirilmiş veya ettirilecek borçlar, varsa, ilgililerin bu nedenle açtıkları davadan vazgeçmeleri halinde tahsil edilmez. Bu borçlara ilişkin açılmış olan dava ve icra takiplerinden Kurumca vazgeçilir.” düzenlemesi de mevcuttur.İnceleme konusu davada her ne kadar mahkemece birlikte yaşama olgusunun gerçekleşmediği,... Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2011/103 E.-2012/7 K. sayılı dosyasında verilen beraat kararının Yargıtay ilgili dairesince onanarak kesinleştiği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş ise de; Sosyal Güvenlik Kurumu'ndan, ölüm aylığının kesilmesinin kaynağını oluşturan 31.08.2010 tarih ve 34 nolu SGK Denetim Raporu,...... İcra Müdürlüğü'nden 2011/159 sayılı İcra dosyası celbedilip incelenmeli, davalı ile boşandığı eşinin fiili beraberliğinin ortaya konulmasında; davalının cevap dilekçesinde iddia ettiği ve nüfus müdürlüğünden verilen cevabi yazıda belirtildiği şekilde davalının eski eşinin ....'da yaşayıp yaşamadığı, yaşadıysa hangi tarihler arasında orada bulunduğu ve Türkiye'ye giriş-çıkış tarihleri pasaport kayıtları araştırılarak saptanmalı, İlçe Seçim Kurulu'ndan seçmen kayıtları celbedilmeli, davalı ve eski eşi adına elektrik, su ve telefon aboneliklerinin olup olmadığı, varsa hangi adreslerde olduğu araştırılmalı, davacı ve eşinin ilgili dönemde oturdukları adresler yönünden yeniden, geniş kapsamlı ve dava konusu döneme ilişkin olarak.... Müdürlüğü/..... .....araştırması yapılmalı, ilgili dönemdeki adreslerinde görev yapan mahalle/köy muhtar ve azaları saptanarak kanaate yetecek sayıda tanık sıfatıyla bilgi ve görgülerine başvurularak mahkemece dinlenmeli, davacı ve eşinin varsa çalışmaları nedeniyle resmi/özel kurum ve kuruluşlara verilen belgelerde/kayıtlarda (........) yer alan adresler dikkate alınmalı, boşanma sonrası müşterek çocuklarının velayetinin annede olduğu mevcut boşanma ilamından anlaşılmakta olup buna göre baba ile çocuklar arasında şahsi ilişkinin nasıl tesis ettirildiği araştırılmalı, davacı ve boşandığı eşinin talep konusu dönemde verdikleri medula sisteminde yer alan kayıtlarda görülen adresleri ilgili sağlık kuruluşlarından araştırılmalı, kontrol memuru raporunun aksinin ispat edilip edilmediği hususu belirlenerek, boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği ve davalının 5510 sayılı Kanunun 60. maddesi ilgili bentleri gereğince genel sağlık sigortalısı sayılıp sayılmayacağı (adıgeçen Kanunun geçici 45. maddesi de gözetilmek suretiyle) araştırılarak toplanan kanıtlar ışığı altında değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.Mahkemenin yukarıda açıklanan maddi ve hukuki esaslar doğrultusunda yargılama yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O hâlde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 06.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.