Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3938 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 19617 - Esas Yıl 2006





Davacı, 03.07.2000 tarihli 1 günlük sigortalılığının iptaline karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, ilâmında belirtildiği şekilde davanın reddine karar vermiştir.Hükmün, davacı ve davalılardan SSK Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.2-Davacının temyizine gelince;Dava, dava dilekçesinin sonuç kısmı gereğince, 03.07.2000 ile 04.07.2000 tarihleri arası 1 günlük SSK zorunlu sigortalılık süresinin iptali istemine ilişkin olarak belirtilmişse de, dava dilekçesi açıklama kısmından anlaşılacağı üzere, asıl dava konusunun, sağlık sigortasından yersiz yararlandığından bahisle davalı Kurumca tahakkuk ettirilen tedavi giderine ilişkin borcun iptaline ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, 1 günlük SSK zorunlu sigortalılık süresinin iptaline ilişkin davanın reddine karar verilmiş; karar gerekçesinde ise, isteğe bağlı sigortalılığının geçerli olduğu ve davalı Kurumca davacıdan tedavi giderinin tahsil edilemeyeceği bildirilmiştir.Yapılan incelemede, davacının 16.12.1999 ile 23.07.2004 tarihleri arasında Bağ-Kur isteğe bağlı sigortalılığı olduğu, prim ödemelerinin düzenli ve belirli miktarlarda olduğu görülmektedir. Öte yandan, davacının 03.07.2000 ile 04.07.2000 tarihleri arasında 1 günlük SSK zorunlu sigortalılığı mevcuttur. Davalı Bağ-Kur, davacının 1 günlük SSK zorunlu sigortalısı olduğunu öğrenmesi üzerine, 29.03.2005 tarih ve 115595 sayılı işlem ile, davacının 1 günlük SSK sigortalılığı nedeniyle İsteğe Bağlı Sigortalılığın 02.07.2000 itibariyle durdurmuş, SSK sigortalılığın bitim tarihi olan 05.07.2000'den itibaren başlatmış ise de, 619 sayılı Kanun Hükmünde Kararname gereğince İsteğe Bağlı Sigortalıların sağlık yardımından yararlanmayacağından, ayrıca, 30.11.2000 tarihinden sağlık primi ödenmediğinden bahisle 30.11.2000 ve sonrası yapılan tedavi giderlerinin tahsili cihetine gidilmiştir.Yukarıda belirtildiği üzere, davacının İsteğe Bağlı Sigortalı olduğu 16.12.1999 tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat gereği, sağlık primi ödenmek koşuluyla İsteğe Bağlı Sigortalı sağlık yardımından yararlanmakta idi. Davacının İsteğe Bağlı Sigortalılığının başladığı tarihten sonra 04.10.2000 tarihi itibariyle yürürlüğe giren ve daha sonra iptal edilen 619 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname gereğince İsteğe Bağlı Sigortalıların sağlık yardımından yararlanamayacağı hükmü getirilmişse de, 619 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin yürürlük tarihinden önce kazanılmış hakları ortadan kaldırması mümkün değildir.Yine, 24.07.2003 tarihli 4956 sayılı Kanunun 37. maddesi ve 08.02.2006 tarihli 5454 sayılı Kanunun 8. maddesi ile değişik 1479 sayılı Kanunun Ek 11. maddesi gereği, 08.08.2001 tarihinden itibaren İsteğe Bağlı Sigortalıların sağlık yardımından yararlanamayacağı hüküm altına alınmış ise de, 4956 Sayılı Kanunun 47. maddesi ile ekli 1479 Sayılı Kanunun geçici 23. maddesinde prim ve her türlü borçların ödenmiş olması halinde İsteğe Bağlı Sigortalıların sağlık yardımından yararlanabileceği bildirilmiştir.4956 Sayılı Kanunun 47. maddesi ile 1479 Sayılı Kanunun geçici 23. maddesi gereğince, 30.04.2005 tarihli prim ekstrede fazla ödeme miktarı olan 2.474.65 YTL'de dikkate alınmak suretiyle davacının 16.12.1999-23.07.2004 tarihleri arasındaki İsteğe Bağlı Sigortalılık süresine ilişkin olarak sağlık sigortası prim borcu bulunup bulunmadığını davalı Kurumdan sormak, gerekirse bu hususta konusunda uzman bilirkişi marifetiyle rapor aldırmak, sonucunda sağlık primi borcunun bulunmadığının anlaşılması halinde, davacının tedavi gideri borcunun tamamından sorumlu olmadığının tespitine karar vermek; prim borcunun bulunduğunun anlaşılması halinde ise, prim borcunun hangi döneme ilişkin olduğunu saptamak ve prim borcunun bulunduğu döneme ilişkin olarak yapılan tedavi giderinden davacının sorumlu olması gerektiğine karar vermek gerekir.Yukarıda belirtilen maddi ve hukuki olguları dikkate alınmaksızın mahkemce yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O hâlde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek hâlinde davacıya iadesine, 19.03.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.