Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 3781 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 5592 - Esas Yıl 2009
Davacı, 3201 sayılı Yasa uyarınca yaptığı borçlanmanın ve bağlanan yaşlılık aylığının geçerli olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, ilamında belirtildiği şeklide davanın kabulüne karar verilmiştir.Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi Hatice Kamışlık tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.Türkiye'de 01.01.1964-01.10.1964 tarihleri arasında Emekli Sandığı kapsamında çalışması bulunan davacının Almanya'da geçen 01.01.1983-31.12.1996 tarihleri arasındaki çalışmalarını 3201 sayılı Kanun hükümleri uyarınca borçlanmak üzere 24.09.1997 tarihli dilekçe ile, Sosyal Sigortalar Kurumuna başvurduğu, tahakkuk ettirilen 5040 günlük borçlanma bedelini ödeyerek, kendisine 01.11.1997 tarihinden itibaren borçlandığı hizmetlerine göre yaşlılık aylığı bağlandığı, Emekli Sandığına tabi hizmetlerinin tespit edilmesi üzerine borçlanması ve Sosyal Sigortalar Kurumunca bağlanan yaşlılık aylığının iptal edildiği; davacıya yurtdışındaki hizmetlerine göre Emekli Sandığınca 01.07.1997 tarihinden itibaren sözleşme hükümleri uyarınca aylık bağlanmış olduğu, Mahkemece; Emekli Sandığı tarafından bağlanan kısmi aylığın 01.11.1997 tarihi itibariyle iptali ve davacının yurtdışı hizmet borçlanmasının geçerli olduğunun tespiti ve 01.11.1997 tarihi itibariyle Sosyal Sigortalar Kurumunca tam yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğine karar verildiği anlaşılmaktadır.Davacının yasal yükümlülüklere uygun biçimde Sosyal Sigortalar Kurumu'na 3201 sayılı Kanun uyarınca yaptığı borçlanmanın geçerliliğine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı yön bulunmadığından, mahkemenin bu yöndeki kabulünde isabetsizlik bulunmamıştır.Öte yandan; 5510 sayılı Yasanın Geçici 4. maddesinde, "Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla 08/06/1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanuna göre; aylık, tazminat, harp malûllüğü zammı, diğer ödemeler ve yardımlar ile 08/02/2006 tarihli ve 5454 sayılı Kanunun 1'nci maddesine göre ek ödeme verilmekte olanlara, bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanunda kendileri için belirtilmiş olan şartları haiz oldukları müddetçe bunların ödenmesine devam olunur. Ancak, 5 ilâ 10 yıl arasında fiili hizmet süresi olan iştirakçilerden dolayı dul ve yetim aylığı almakta olanların, aylık ve diğer ödemeleri, bu Kanunun 32'nci, 34'ncü ve 37'nci maddelerindeki şartları haiz oldukları müddetçe devam edilir……Bu madde kapsamına girenlerin aylıklarının bağlanması, artırılması, azaltılması, kesilmesi, yeniden bağlanması, toptan ödemeleri, ilgi devamı, ihya ve borçlanmaları, diğer ödemeler ve yardımlar ile emeklilik ikramiyeleri hakkında bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılır ve bu maddenin uygulanmasında mülga 2829 sayılı Kanun hükümleri ayrıca dikkate alınır……" hükmüne yer verilmiştir.Davacının 5434 sayılı Kanun uyarınca bağlanan yaşlılık aylığı konusundaki istemiyle ilgili uyuşmazlığın, yukarıda sıralanan düzenlemeler ışığında idari yargıda çözümlenmesi gerektiği gözetilmeksizin, anılan istem konusunda da davanın esasına girilerek, Emekli Sandığınca bağlanan kısmi yaşlılık aylığının 01.11.1997 tarihi itibariyle iptaline karar verilmiş olması isabetsiz bulunmuştur.Mahkemece; verilecek karar üzerine Emekli Sandığınca işlem yapılmasının doğal bulunması da gözetilerek, davacının Sosyal Sigortalar Kurumuna yaptığı borçlanma ve Emekli Sandığına tabi hizmetleri hariç olmak üzere borçlanılan hizmetleri gözetilmek suretiyle Sosyal Sigortalar Kurumunca 01.11.1997 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlama işlemlerinin geçerli olduğuna karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 16.03.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.