Mahkemesi : Asliye Hukuk(İş) MahkemesiDavacı, davalılardan işveren yanında, 01.06.1994-30.07.2004 tarihleri arasında, hizmet akdine dayalı olarak, aralıksız çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi........ tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Davanın yasal dayanağı, 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesi olup bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davaların, kamu düzeniyle ilgili olduğu ve bu nedenle de özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğu açıktır. Bu çerçevede, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde resen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.Eldeki dava dosyasına konu olayda, mahkemece bozma ilamına uyularak karar verilmiş ise de, bozma ilamının gereği tam olarak yerine getirilmemiş olup yapılan araştırma ve inceleme, hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Mahalle Muhtarlığına ait 01.06.1994 tarihli davalıların murisi işverene hitaben yazılan belgenin işçi sıfatı ile davacıya tebliğ edildiğinin anlaşılması karşısında, davacının anılan tarihte davalı işveren yanında çalıştığının kabulü zorunludur. Hal böyle olunca, Mahkemece aynı yörede komşu veya benzeri işleri yapan başka işverenler ve bu işverenlerin çalıştırdığı bordrolara geçmiş kişiler ile dava konusu dönemde işverene ait işyerinin bulunduğu bina ve çevresinde oturan kişiler ve bina sahipleri resen saptanarak, çalışmaların varlığı ve süresi yönünden bilgi ve görgülerine başvurulmalı, davalı işverenin davaya konu döneme ait vergi dairesinden muhtasar beyannameleri getirtilerek, beyannamelerde işçi bildiriminin bulunup bulunmadığı kontrol edilmeli, davalı işyerinin 1993 yılından itibaren çalışma ruhsatının bulunduğu ve hayatın olağan akışı içinde fırın işletmesinin işçi çalıştırmadan faaliyetini devam ettirmesinin mümkün olmadığı, her halde davalı işverenin işyerinde faaliyet konusu işi işçiler eli ile yürüttüğü gözetilerek, iş yerinin kapsamı, kapasitesi ile işin ve işyerinin niteliği nazara alınarak, böylece bu konuda gerekli tüm soruşturma yapılarak uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip, deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek, davacının çalışmalarının süresi ve kesintili olup olmadığı hususu belirlenmeli, 506 sayılı Yasanın 79/10 maddesinde, “Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilir” hükmü göz önünde bulundurularak, kesintili çalışmanın varlığı halinde, hak düşürücü sürenin varlığı irdelenerek, varılacak sonuca göre bir karar verilmelidir.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın, eksik inceleme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 02/03/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.