Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 345 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 16493 - Esas Yıl 2016





Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, hak sahibi konumunda yer alan davacıya bağlanan ölüm aylığının 5510 sayılı Kanunun 56. maddesi hükümleri gereğince kesilmesi yönündeki davalı SGK Başkanlığı işleminin iptali istemine ilişkindir.Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.Hakkında verilen boşanma kararı 19.01.2000 tarihinde kesinleşen hak sahibine, yaşamını yitiren sigortalı babası üzerinden hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla bağlanan ölüm aylığının, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının belirlendiği gerekçesiyle Kurumca 01.11.2008 tarihi itibarıyla kesilerek, yersiz ödendiği ileri sürülen aylıklar yönünden borç tahakkuk ettirildiği anlaşılmaktadır.Mahkemece, uyuşmazlık konusu boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun yöntemince araştırılarak karar verilmediği, eksik inceleme sonucu karar verildiği anlaşılmaktadır.Davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 56. maddesinin ikinci fıkrasında, eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıklarının kesileceği, bu kişilere ödenmiş olan tutarların, 96. madde hükümlerine göre geri alınacağı yönünde düzenleme yapılmıştır. Anılan maddeye dayalı açılan bu tür davalarda eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun tüm açıklığıyla ve taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması önem arz etmektedir. ./..Somut olayda; Mahkemece filli birlikteliğin tespiti yönünden yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli görülmemektedir. Mahkeme tarafından sadece davacının en son adresinde boşandığı eşiyle birlikte 2000-2015 yılları arasında birlikte yaşayıp yaşamadıkları hususunda emniyet araştırmasının yapıldığı ancak eski eşin adresinde bu şekilde bir araştırma yapılmadığı görülmekle,Mahkemece yapılacak iş, davacının boşandığı eşinin adresinde de uyuşmazlık konusu dönemde birlikte yaşayıp yaşamadıkları konusunda emniyet araştırması yapılmalı, ayrıca davacı ve boşanılan eşe ait medula sistemindeki kayıtlarda görünen adresleri ilgili sağlık kuruluşlarından araştırılmalı ve böylelikle “boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama” olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği, toplanan kanıtlar ışığı altında değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 22.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.