Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3337 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 23538 - Esas Yıl 2015





Mahkemesi :İş MahkemesiDava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece, ilamda belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Hükmün, taraf avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.1) Davanın yasal dayanağı talep dönemi itibariyle 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesi ve 5510 sayılı Kanunun 86. maddesi olup anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davalar, kamu düzeni ile ilgili olduğundan, özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde, kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği açıktır.Somut olayda davacının, 01.12.1996 -01.12.2008 tarihleri arasında sürekli ve kesintisiz olarak davalı işveren nezdinde çalıştığının tespitini istediği davada, Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 01.08.2006-31.12.2008 tarihleri arasında hazmet ektiyle çalıştığının kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir.Mahkemece yapılacak iş, davacının gösterdiği delillerle yetinilmeyip ve tanıkları davacının hazır etmesi beklenilmeksizin, kendiliğinden araştırma yapılarak davacının çalışmasının gerçekliği, işin kapsam ve niteliğiyle süresinin belirlenebilmesi amacıyla; re'sen seçilecek bordro tanıkları ile aynı çevrede işyeri olan işveren ya da bu işverenlerin çalıştırdığı bordrolara geçmiş kişiler ilgili Kolluk ve Kurumdan sorulmak suretiyle saptanarak bilgi ve görgülerine başvurulmalı, bunların bulunmaması halinde komşu evlerde, işyerinde yaşayanlar yine kolluk araştırması ile tespit edilerek bilgi ve görgülerine başvurulmalı; sigortalının kayıtlarda gözükmeyen çalışmalarının hangi nedenlerle kayıtlara geçmediği ya da bildirim dışı kaldığı hususu ile davacıya ödemelerin nasıl yapıldığı, çalışma gün ve saatleri gereğince yeterince araştırılmalı; dinlenen tanık beyanları arasında çelişki bulunması halinde bu çelişki giderilmeli; yine davacının yurtdışına giriş çıkış kayıtları talep dönemi itibariyle temin edilerek, fiili çalışma yönünden irdelenmeli, böylece gerekli tüm soruşturma yapılarak uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip, deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.Mahkemece, belirtilen maddi ve hukuki esaslar göz önünde tutulmadan eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.2) Hukuk Muhakemeleri Kanununun 26. maddesi uyarınca; “Hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” hükmü öngörülmüştür. Hükümlerin çelişkiden uzak ve infaza elverişli olması kamu düzeniyle ilgilidir.Hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması, zorunludurKabule göre, 6100 sayılı HMK 26 ve 297. maddelerine aykırılık oluşturacak şekilde, davacının talep sonu 01.12.2008 olduğu halde, mahkemece talepten fazlasını kapsayacak şekilde 31.12.2008 tarihine kadar hizmet tespitine karar verilmesi ve yine yukarıda açıklanan bilgiler dahilinde hangi hukuki gerekçeler ve maddi vakıalar nedeniyle davacının 01.08.2006 tarihinden itibaren çalıştığına karar verildiğinin, gerekçeli karar yerinde açıklanmaksızın yazılı şekilde karar verilmiş olması da isabetsizdir.O halde; taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli, hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davacı ve davalılardan E..Mutfak ve Banyo - Y.E.'a iadesine, 15.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.